Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/20430
Karar No: 2017/8046
Karar Tarihi: 16.11.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/20430 Esas 2017/8046 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/20430 E.  ,  2017/8046 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan... ..... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, 08.08.2004 tarihinde meydana gelen trafik iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin rücuan tahsili istemine ilişkin olup, kurum 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. maddelerine dayanmış ancak mahkemece 9. ve 10. maddelerinin şartlarının varlığı araştırılmaksızın karar verilmiştir.
    506 sayılı Yasanın 26. maddesinde "iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığının koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya ve hak sahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22 nci maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı Kurumca işverene ödettirilir, işçi ve işverenin sorumluluğununu tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
    İş kazası ve meslek hastalığı, 3 üncü bir kişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3 üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir." 9. maddede - (Değişik : 25.08.1999 - 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ""işveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır. (Ek : 14.07.1999 - 4410 / 1 md.) "" düzenlemeleri yer almaktadır. Anılan yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir. Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10. maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
    İşverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı Yasa kapsamına alınması gerektiği belirlenmeli, varsa, işverence sigortalı hakkında verilen işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal tarihi belirlenmeli, sigortalının işverene ait işyerinde işe başladığı tarih açık ve net biçimde saptanmalı ve özellikle sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarih ile iş kazası aynı tarihe rastlıyor ise, işe giriş bildirgesinin daha önce verildiğinin ispat yükünün işverene ait olacağı gözetilmeli, bütün bu olgular hep birlikte değerlendirilerek, 10. madde koşullarının oluştuğu sonucuna varılacak olursa, BK 43 ve 44. maddeler uyarınca hakkaniyet indirimi yapılarak işverenin sorumluluğuna karar verilmesi gerekir. Mahkemece 10. mad. şartlarının tespiti için işe giriş bildirgesinin kuruma intilak edip etmediği, intikal etmişse ne zaman ettiği araştrılmakzısın eksik inceleme ile karar verilmesi bozma nedenidir.
    Mahkemece kusur incelemesi yaptırılmamış, tazminat dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kusur oranları hükme esas alınmıştır. Tazminat dosyasında dava, ... (araç işleteni), AK Sigorta A.Ş,... Yapı Tic. San. A.Ş., ... Büyükşehir Belediyesi,.... (aracı kullanan), Hasan Hüseyin Oğuzatak (yaşı küçük ..."a araç kullanmayı öğreten)"a karşı açılmış ve mahkemece, ..."ın %37,5...ın ise %62,5 kusur oranı kabul görmüş, Yeter"in araç işletenlik sıfatı kabul edilerek davalılar....r ve ... yönünden davanın kabulüne, davalılar.... ve ... Büyükşehir Belediyesi yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında bulunan zorunlu mesuliyet poliçesi ise ... adına düzenlenmiştir. Tüm bu bilgiler ışığında aracın kimin adına kayıtlı olduğu araştırılmalı, bu tespit edildikten sonra poliçenin araca ait bir poliçe olup olmadığı tespit edilmeli ve araca ait poliçe temin edildikten sonra tarafların kusur durumu irdelenmek üzere yeniden kusur rapor alınmalı kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmeli ceza ve tazminat dosyasında bulunan kusur raporları ve mahkeme ilamları dosya kapsamına alınarak belirlenen kusur oranları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki giderilmek üzere yeniden rapor alınmalıdır.
    Zararlandırıcı sigorta olayına neden olan 3. şahıslar yönünden; üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki söz konusu olmayıp 506 sayılı Kanununu 26/2 maddesi ile Borçlar Kanununa yollamada bulunulduğundan, Borçlar Kanunun 60. maddesinde öngörülen bir ve on yıllık haksız fiil zamanaşımı süresinin uygulaması gerekir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi hükmüne göre, motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin taleplerde ise, iki ve her halde kaza gününden başlayarak on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinde tereddüt yoktur. Yani zarara ve faile ıttıla tarihinden itibaren 2 yıl her halükarda ise, kaza tarihinden itibaren 10 yıl içinde davanın açılması gerekmektedir.
    Somut olayda, kazanın 08.08.2004 tarihinde meydana geldiği, peşin sermaye değerli gelirin onay tarihinin 24.12.2009 olduğu davanın ise 15.3.2010 da açıldığı, 27.5.2015 tarihinde de ıslah edildiği ve ıslah dilekçesinin 27.05.2015 te duruşmada elden davalı şirkete ve sigorta şirketine tebliğ edildiği anlaşılmakla, faili öğrenme tarihi belirlenerek zararı ve faili öğrenme ve ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı definde bulunan sigorta şirketi yönünden bu ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekirken ceza zamanaşımına göre değerlendirme yapılarak ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu kubulü ile ıslah edilen miktar üzerinden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum ve davalılar ... ile ....Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde...Ş."ne iadesine, 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi