
Esas No: 2015/2781
Karar No: 2016/1853
Karar Tarihi: 25.02.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/2781 Esas 2016/1853 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda .... Mahallesi çalışma alanında bulunan 640 ve 645 parsel sayılı 20.900 ve 118.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı ... adına tespit edilmiş, 640 parsel sayılı taşınmaz 27.02.1984, 645 parsel sayılı taşınmaz 05.05.2004 tarihinde dava açılmaksızın kesinleşerek tescil edilmiştir. Davacı ..., 640 parselin tamamı, 645 parsel sayılı taşınmazın ise 17.000 metrekarelik bölümünün 30 yılı aşkın zamandan beri zilyet ve tasarrufunda olduğu iddiası ile 05.05.2014 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre dava konusu 640 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- 645 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; 645 parsel sayılı taşınmaz kadastro sırasında ... adına tespit edilmiş, komisyon kararı üzerine süresi içinde dava açılmaması nedeni ile 05.05.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ..., 05.05.2014 tarihinde tespit öncesi nedene dayanarak taşınmazın adına tescili istemi ile dava açmıştır. 6100 sayılı HMK"nın 92/2. maddesinde “Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu durumda 10 yıllık sürenin son günü 05.05.2004 tarihine karşılık gelen 05.05.2014 günü olup, eldeki davanın 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin son günü açılmış olması nedeniyle mahkemenin bu yöndeki gerekçesi yerinde değildir. Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 25.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.