Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Uyuşmazlık İ.İ.K."nun 99. maddesine dayalı olarak, davacı alacaklı tarafından 3.kişinin istihkak iddiasının reddi istemiyle açılan istihkak davasına ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
24.03.2003 tarihinde, Maliye Hazinesi adına kayıtlı, Ş.-Y., ...pafta, ... parsel sayılı arazi üzerine yapılan 2 adet villa ve 1 adet yüzme havuzu, tapu kaydında işgaliye şerhi borçlu adına olduğundan, alacaklı yanca haczedilmiştir. Borçlunun kardeşi olan davalı 3.Kişi, taşınır hükmündeki bu mahcuzları, Köy Muhtarı İ.H.A.’ın da imzasını içeren 24.06.1996 tarihli “zilyedlik devir sözleşmesi” ile devraldığını ileri sürmüş ise de, 254 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak 3402 sayılı Yasa’nın 11.maddesi uyarınca Yeniköy’e ait Kadastro Askı İlan Cetveli’nde “M. Gayri ayni haklar, şerhler, beyanlar, rehinler” sütununda bu iki parselin “Y.oğlu R. Y.’ın (borçlu) işgalinde olduğu” belirtilmiştir. Bu Cetvel, Kadastro tutanaklarına da uygun olup 29.6.2000 tarihlidir ve 29.7.2000 tarihinde kesinleşmiştir. Bu parsellerin tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde de 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesine göre orman dışına çıkartıldığı ve R.Y.borçlu) adına işgal edilmiş olduğu yazılıdır. Haciz ve kıymet taktiri için haciz mahalline gidilip, etraftan şifaen sorulduğunda da bu villaların borçlu R.Y.’a ait olduğu söylenmiştir. Kadastro tespiti sırasında konulan şerhin iptali için yine Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/154 Esas, 2003/464 Karar sayılı dosyasında B.Y.ın, R.Y.ve Maliye Hazinesi aleyhine 21.06.2002 tarihinde açtığı dava da, borcun doğum tarihinden sonra açılmış olduğu nedeniyle, reddedilerek kesinleşmiştir. Öte yandan 24.06.1996 tarihli “zilyedlik devir sözleşmesi”nde imzası bulunan Köy Muhtarı İ.H.A., yargılama sırasında tanık olarak verdiği beyanında “kadastro çalışması sırasında bulunmadığını” belirtmiş ise de, bu araziyi (borçlu) R. Y.’ın işgal ettiğine ilişkin 27.06.2000 tarihli kadastro tutanağında muhtar olarak imzası mevcuttur. Aynı şekilde anılan kadastro tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler, yargılama sırasında tanık olarak alınan beyanlarında, kadastro tutanağındaki anlatımlarının aksine, haciz mahallini işgal edenin 3.Kişi olduğunu beyan etmişler ise de, çelişkili tanık anlatımları anılan kadastro tutanağının aksini ve istihkak iddiasını kanıtlamaktan uzaktır. 3.Kişi B.Y.Tarafından delil olarak ibraz edilen ve çoğu haciz tarihinden sonraki tarihli olan faturalar da her zaman temin edilmeleri mümkün belgelerden olup yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte değildir.
Bu durumda alacaklı tarafından 3.kişinin istihkak iddiasının reddi istemiyle açılan istihkak davasının kabulü gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde davacı alacaklının bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.