14. Ceza Dairesi 2013/8435 E. , 2014/955 K.
"İçtihat Metni"
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık ..."un yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Karabük Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 11.04.2013 gün ve 2011/37 Esas, 2013/50 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi mağdure vekili ve sanık müdafii tarafından istenilmesi ve sanık müdafii tarafından incelemenin duruşmalı olarak yapılmasının talep edilmesi üzerine; dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 15.01.2014 Çarşamba saat: 13.30"a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hakimler duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ... hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği ve ayrıca bir talepte de bulunulmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, tefhim olunduktan sonra vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Nüfus kaydına nazaran 15 yaşını doldurmuş olan mağdure ve annesi Nazlı"nın 14.06.2011 tarihli duruşmada sanıktan şikâyetçi olmadıklarını beyan etmeleri karşısında, kamu davasına katılma talebi reddedilen mağdurenin zorunlu vekilinin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİYLE, incelemenin sanık müdafiin temyiz istemiyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanığın 5237 sayılı TCK.nın 53/1-c maddesinde yer alan velâyet hakkını kötüye kullanmak suretiyle öz kızına karşı cinsel istismar suçunu işlediği halde, cezanın infazından sonra başlamak üzere aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosya kapsamına göre, nüfus kaydına göre 2008 yılında 12 yaşında olan mağdure ile öz babası olan sanığın evde yalnız oldukları bir zamanda, sanığın zorla mağdureyi soyup darp ettikten sonra cinsel organını mağdurenin cinsel organına sokmaya çalıştığı, ancak mağdurenin buna direnmesi üzerine bundan vazgeçen sanığın bu sefer cinsel organını mağdurenin cinsel organına sürttüğü, sanığın bu olay öncesinde ve sonrasındaki zamanlarda eylemlerininde mağdurenin göğüslerinden, dudaklarından öpmek, vücudunu ellemek, onu kucağına almak şeklinde tezahür ettiği şeklinde sübut bulan olayda, sanığın 2008 yılındaki bahse konu eylemini tamamlamasına ciddi bir engel neden olmadığı, hareketlerini sonuna kadar götürebilme imkân dahilinde bulunduğu halde mağdurenin direnmesi üzerine icra hareketlerine kendiliğinden son verdiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 36. maddesi hükmü uyarınca gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanmak suretiyle, sanığın eylemlerinin aynı kast altında zincirleme şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçu olarak kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüs etmekten ceza tayin edilmesi,
Uygulamaya göre de;
Sanığın mağdureye küçük yaşlardan beri birçok defa istismarda bulunduğu anlaşıldığından suç çokluğu dikkate alınarak TCK.nın 43/1. maddesinde alt sınırdan uzaklaşılarak uygun oranda cezanın artırılması gerektiği gözetilmeden alt sınırdan artırım yapılması ve sanık hakkında teşebbüs hükümleri uygulanırken, uygulama maddesinin gösterilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün ceza miktarıyla kazanılmış hak saklı kalmak kaydı ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 28.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.