Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16171
Karar No: 2016/3461

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/16171 Esas 2016/3461 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/16171 E.  ,  2016/3461 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki yapılan kadastro tesbitine itiraz davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 22/03/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalılar ... ve arkadaşları vekili Av. ..., davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ..., katılan-davalı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

K A R A R


Kadastro sırasında ... köyü, ... mevkii 131 ada 4 parsel sayılı 604,50 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, arsa niteliğiyle dava dışı aynı ada 3, 5 ve 6 sayılı parseller ile bir bütün olarak ... zilyetliğindeyken, 19.09.1987 tarihinde ölümüyle mirasçılarına kaldığı, mirasın pay edilmediği, mirasçılardan ... tarafından 131 ada 4 sayılı parseldeki payın 01.08.2001 tarihli senet ile ..."e satıldığından sözedilerek ... mirasçıları ... ve arkadaşları ile ... adına tesbit edilmiş; beyanlar hanesine taşınmaz içindeki ahşap kütük evin ... tarafından yapıldığı ve onun kullanımında olduğu yazılmıştır. ..., 27.01.2009 tarihli dilekçesiyle, 131 ada 4 sayılı parselin ... mirasçıları arasındaki taksim ile ...’e bırakıldığı, onun da bu yerini kendisine sattığı, diğer davalılar adına yapılan tesbitin iptali ve adına tapuya tescilini istemiştir.
Davacı ... tarafından, 25.07.2003 havale tarihli dilekçe ile davalılar ... köyü tüzel kişiliği, ve aleyhine, dilekçede sınırları bildirilen ... köyü, ... mevkiinde bulunan 600 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, kendisine ait olduğunu, önceki malik ile birlikte eklemeli olarak yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince adına tescili istemiyle dava açmış; ... mirasçıları ... arkadaşları tarafından davalı , ve köy tüzel kişiliği ile ... taraf gösterilerek, tescil davasına konu taşınmazın Temmuz 1969 gün ve 63, 64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığından, tapu maliki mirasçıları adına tescili istemiyle açtıkları davalar birleştirilmiş, 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27 madde hükümlerine göre görevsizliğe ilişkin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.03.2009 gün ve ... sayılı kararının kesinleşmesiyle, dava dosyası kadastro mahkemesine gönderilmiş, Kadastro Mahkemesinin 25.11.2009 gün ve ... sayılı kararı ile davalar Kadastro Mahkemesinin ... Esasına kayıtlı dava dosyası ile birleştirilmiştir. Mahkemece davaların reddine, çekişmeli ... köyü 131 ada 4 sayılı parselin niteliğiyle adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, , davacı ... ile davalılar ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/03/2011 gün ve ... sayılı ilâmıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “ 1) Çekişmeli parsel ile dava dışı aynı ada 3, 5 ve 6 sayılı parsellerin öncesinde bir bütün olarak ... tarafından zilyet edilirken, bu kişinin 1987 yılında ölümüyle tüm mirasçılarına kaldığı her ne kadar mirasçılardan ... dosyada ekli satış senedi ile sınırları bildirilen ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ile çekişmeli parseli uyduğu bildirilen 01.08.2001 tarihli köy senedi ile ..."e satmışsa da, ... mirasının paylaşıldığı ispatlanamadığından, tüm mirasçılar arasında verasette iştirak olarak, ... payının davacı ...’ya satılması nedeniyle kadastro tesbitinde ... adına tesbit edildiği gözetilerek, tesbit gibi tesciline karar verilesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı ...’in bu yöne temas eden temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davacı ...’in birinci bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları ile ve davalılar ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarına gelince; mahkemece kesinleşmiş kadastrosu ve eski tarihli resmî belge niteliğindeki harita ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporlarıyla, çekişmeli parselin kesinleşmiş kadastrosu sınırları dışındaki sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği ve mahkemece bu raporlara dayanıldığı halde, çekişmeli parselin yüksek eğimli makilik niteliğindeki etrafı Devlet ormanı ile çevrili içi açıklığı olduğu gerekçesiyle davaların reddine ve parselin 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince niteliğiyle adına tapuya tesciline karar verilmişse de, çekişmeli parselin komşusu olan kadastro parsellerinin kadastro tesbitlerinin ne şekilde kesinleştiği araştırılmamış, etrafındaki komşu parselleri gerçek kişiler adına tarla olarak tesbit edilmişse de, bu nitelikte kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşen niteliklerine göre etrafı ile çevrili içi açıklığı olup olmadığı üzerinde durulmamış, dayanılan bilirkişi raporlarında taşınmazın %5 eğimli üzerinde bir adet kütük ev ile 5 yaşında meyve ağaçları bulunan bahçe olduğu bildirildiği halde, tam tersine yüksek eğimli makilik olduğunun belirlendiği gerekçesi çeliştiği halde bu çelişkinin nedenleri üzerinde durulmamıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar - ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmî olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
O halde; dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellere ilişkin davalar sonuçlanmışsa ilgili kararların ve eki olan bilirkişi raporlarının onaylı suretleri, kesinleşmemiş ise dava dilekçesi tesbit tutanağı ve bilirkişi raporlarını içeren ilgili dava dosyaları suretleri, bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, dava tarihi olan 2002 yılına en yakın tarihte üretilmiş olan hava fotoğrafları ve şehir fotoğrafları ile tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita - kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, sayılan yerlerden olup olmadığı, 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7 ve devamı maddeleri gereğince olarak sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmelidir.” denilmiştir.
A) Mahkemenin birleştirilen ... Esas sayılı dosyasında;
Kadastro sırasında davaya konu ... köyü 131 ada 5 parsel sayılı taşınmaz, 2173,59 m2 yüzölçümünde ve tarla niteliğinde, miras yoluyla intikal, paylaşım satış ve eklemeli belgesiz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... ve arkadaşları adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., dava konusu taşınmazın, irsen intikal, paylaşma ve eklemeli zamanaşımı zilyetliği nedeniyle maliki olduğu ileri sürerek dava açmış, davaya konu taşınmazın yabancı uyruklu birine satıldığını, yabancı uyruklu kişilerin ise zilyetlikle mülk edinemeyeceklerini belirterek taşınmazın tamamının adına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece katılan davacı ...nin davasının kabulüne, davaya konu taşınmazın tespitteki niteliği ile adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile ... ve arkadaşları vekili tarafından edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/11/2010 gün ve ... sayıl ilâmıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Mahkemece çekişmeli taşınmazın davacı ... ile davalıların ortak miras bırakanı ..."den kaldığı, taksim neticesinde ...’ya düştüğü, ...’nın da kadastro tespit tutanağı arasında bulunan muhtarlıktan onaylı zilyetlik devir sözleşmesi ile ... vatandaşı ... ...’ye satarak zilyetliğini devrettiği; 2644 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca, yabancı uyruklu gerçek kişilerin zilyetlikle taşınmaz edinemeyecekleri gerekçesi ile çekişmeli taşınmaz, adına tescil edilmiş ise de, dava konusu taşınmazın davacı ve davalıların ortak miras bırakanı olan ve 1987 yılında ölen ... oğlu ..."den kaldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kadastro tespit tutanağı edinme sütununda 131 ada 3, 4, 5, ve 6 sayılı parsellerin öncesinde bir bütün olarak ..."e ait olduğu, mirasının paylaşılmadığı, ancak ... kızı ..."in 131 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki miras payını ... uyruklu bir şahsa sattığı ve yabancı uyruklu kişilerin de zilyetlik hükümlerine göre taşınmaz edinemeyeceği gerekçesiyle ..."in miras payı ...ye verilerek ... mirasçıları adına, 3, 4 ve 6 sayılı parseller ise ..."ya da pay verilmek suretiyle yine ... mirasçıları adına tespit edilmiş, 6 sayılı parselin tespiti kesinleşmiştir. Dosyadaki tapu kaydına göre aynı köydeki 129 ada 13 sayılı parsel kadastro yoluyla ... mirasçıları adına tescil edilmiştir. ..."den intikal eden ve çekişmeli taşınmaz ile öncesinde bir bütün olan 131 ada 3 ve 4 sayılı parsellerin tapu kayıtları ile ... mirasçıları adına tespit edildiği anlaşılan 129 ada 13 sayılı parselin ve ... mirasçıları adına tesbit ve tescil edilen başka parseller varsa onlara ait tutanak örnekleri ile bunlardan hükmen kesinleşmiş olan parsel ya da parsellerin hüküm dosyası getirtilmemiş, ... mirasçıları arasında geçerli bir paylaşım yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır. ... mirasçıları arasında geçerli bir paylaşım yok ise miras bırakan ..."in ölüm tarihine göre mirası elbirliği (iştirak) mülkiyet halinde mirasçılarına intikal ettiğinden mirasçılardan birinin tek başına taşınmazı üçüncü kişiye satması hukukî sonuç doğurmaz. Bu durumda taşınmazın mirasçıların tümü adına elbirliği mülkiyet hükümlerine göre tescili gerekir.
O halde, taraflar arasında, dava konusu taşınmazın ortak miras bırakandan kaldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, miras bırakanın ölümünden sonra terekenin mirasçıları arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı ve uyuşmazlığa konu taşınmazın paylaşım sonucu hangi tarafa isabet ettiğine ilişkin olduğu, paylaşıma dayanan tarafın, Medenî Kanunun 6. maddesi gereğince paylaşımın varlığını, paylaşım tarihini, paylaşıma bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını, paylaşımda paydaşlara verilen paylar ile bunların akıbetlerini, Kadastro Kanununun bölgede uygulandığı tarihe kadar paylaşımın bozulmadığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15. maddesi uyarınca harici paylaşımın belgeler, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceğinden mahkemece, paylaşıma dayanan taraftan bu konuya ilişkin delilleri sorulmalı, paylaşım yapılmışsa, paylaşımın yapılmadığını iddia eden tarafın bu taşınmazdaki payına karşılık ne aldığı, taşınmaz almışsa nereden aldığı ve kadastro sırasında kimin adına tesbit edildiği araştırılmalı, gerektiğinde ilgili tutanaklar getirtilip incelenerek bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğu denetlenmeli, uzun süreli kullanmanın harici paylaşımın karinesi olabileceği, paylaşımda eşitliğin zorunlu bulunmadığı gözönünde tutularak ... mirasçıları adına tespit edilip kesinleşen tutanakların kesinleşme nedeninin ne olduğu, keza tapuya tescil edilen parsellerin hangi gerekçe ile tescil edildiği araştırılmalı, hükmen tescil edilenlerin hüküm dosyası getirtilmeli, miras bırakandan kalan diğer taşınmazların mirasçılar adına elbirliği mülkiyet hükümlerine göre tescil edilmiş olmasının mirasın paylaşılmadığına karine olacağı düşünülerek, toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
B) Mahkemenin birleştirilen ... Esas sayılı dosyasında;
Kadastro sırasında davaya konu ... köyü 129 ada 6 parsel sayılı 2483,86 m2 yüzölçümünde tek katlı kargir ev, iki ahır ve tarla niteliğinde, öncesinde ...’in iken 19/09/1987 tarihinde ölümü ile mirasçılarına kaldığı, taşınmazın paylaşma ile mirasçılardan ...’e düştüğü, onun da 10/06/2002 tarihinde ..."e sattığı, onun da 30/10/2003 tarihinde ...’a sattığını belirtilerek ve Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı tescil davası bulunduğu nedeniyle malik hanesi açık olarak 29/8/2007 tarihinde tespit edilmiştir.
Davacı ...’ün, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile maliki olduğunu ileri sürerek adına tescili istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı dava, davaya konu taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlendiğinden görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine aktarılmış, yargılama sırasında ..., ..., ...; ..., ...; davaya konu taşınmaza ortak miras bırakanları ..."in malik sıfatıyla zilyedi olduğunu ölünce kendilerine kaldığını ve aralarında taksim yapılmadığını ileri sürerek taşınmazın ... mirasçıları adına tescili istemiyle 27/08/2009 tarihinde davaya harçlı katılmışlar, diğer yandan davacı ...; davaya konu taşınmazı eski sahibi ...’ten satın aldığını belirterek adına tescili istemiyle 26/01/2009 tarihli dilekçeyi harçlandırarak davaya katılmış, daha sonra (26/5/2006 tarihinde evlendiği eşi) ...’den satın aldığını gösterir satış senedi sunmuştur.
Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazın adına tesciline karar verilmiş; hüküm, katılan davacı ... vekili, katılan davacı ... ve arkadaşları vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/12/2010 gün ve ... sayılı ilâmıyla çekişmeli taşınmazın sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle ... temyiz itirazlarının reddine, ... ve arkadaşlarının temyiz itirazları ise yukarıdaki (A) harfli bendindeki bozma ilâmındaki gerekçelerle kabul edilerek bozulmasına karar verilmiştir.
C) Mahkemenin birleştirilen ... Esas sayılı dosyasında;
Kadastro sırasında dava konusu 129 ada 4 ve 131 ada 3 parsel sayılı sırasıyla 9229,36 m2 ve 5078,80 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar miras yoluyla gelen hakka dayanılarak payları oranında davacılar ... ve arkadaşları ile davalılar ... ve paydaşları adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ... ve arkadaşları taşınmazların tamamının kendi adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve arkadaşları tarafından esasa ve yargılama giderine yönelik olarak, davalılardan ..., ..., ... ve ... tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 16/03/2011 gün ve ... sayılı ilâmıyla temyiz eden davalılar ..., ..., ... ve ..."in dava ve temyize konu taşınmazlara yönelik itiraz ve davalarının bulunmadığı ve açılan davaya usûlünce katılmadıklarından temyiz dilekçelerinin reddine, davacılar ..., ... ve ..."in temyiz itirazları ise yukarıdaki (A) harfli bendindeki bozma ilâmına benzer şekilde mal paylaşımının yapılıp yapılmadığının araştırılması yönünden bozulmuş; ayrıca, davalılardan ..."in aleyhindeki davayı 13.04.2009 tarihli duruşmada kayıtsız ve koşulsuz kabul ettiği gözönüne alınarak davalının payı ile sınırlı olarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine değinilmiştir.
Ç) Mahkemenin birleştirilen ... Esas sayılı dosyasında;
Kadastro sırasında ... köyü, ... mevkii 129 ada 7 ve 13 parsel sayılı sırasıyla 1029,95 m2 ve 1188,66 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar tarla niteliğiyle önceden dava dışı aynı ada 4, 5 ve 6 sayılı parseller ile bir bütün olarak atalarından intikalen ..."in zilyetliğinde olduğu, 1987 yılında ölümüyle geriye mirasçısı olarak evlatları ..., ..., ..., ... ve ... ..."i bıraktığı, ... ..."in de 1992 yılında ölümüyle mirasçı olarak kızı ..., ... mirasçıları ..., ..., ... ve ..."i bıraktığı, mirasçılardan ... ..."in bu yerlerden 5 sayılı parseli 12.09.1996 tarihli satış senedi ile ..."a sattığı, 6 sayılı parseli de 10.06.2002 tarihli
senetle ... kızı ..."e sattığı, onun ise 6 sayılı parseli 30.10.2003 tarihinde ... kızı ..."a satığı, bu parsel içine 1995 yılında bir ve iki adet ahır yapıldığı, 6 sayılı parselin ... 1. Asliye Hukkuk Mahkemesinin ... Esasında, 5 sayılı parselin ise aynı mahkemenin ... Esasında dava konusu edildiği, 7 sayılı parseli mirasçılardan ... ..."in 1990 yılında haricen kimliği belirlenemeyen birine sattığı, daha sonra bu yere tesbit tarihine kadar kimsenin zilyet etmediği, bu nedenle adına tesbit edildiği, mirasçılardan ikisinin bu şekilde yaptığı satışlara rağmen aynı ada 4 ve 13 sayılı parsellerin mirasçılar tarafından ortak olarak kullanıldığı, 13 sayılı parsel üzerine mirasçılardan ... tarafından köye kadastro gelmeden üç ay önce zeytin ağacı dikildiği, satışlara dayalı zilyetliği tesbit tarihine kadar itiraz edilmediği, satışlara itiraz olunmaması nedeniyle iştirak halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştüğünden söz edilerek ... mirasçıları ..., ..., ..., ... ve mirasçılardan ... ölmekle, onun mirasçıları ..., ..., ..., ... ve ... adlarına paylı olarak tesbit edilmiş, Kadastro Komisyonunca ..."nin satış senedine dayalı itirazı kabul edilerek, 129 ada 7 sayılı parselin 22.04.1991 tarihli satış senedi ile ... ... tarafından ..."ye satıldığından söz edilerek ... adına tesbit edilmiştir.
Davacılar ..., ... ve ... çekişmeli 129 ada 13 sayılı parselin en az 40 yıl önce yapılan taksim ile kendilerine düştüğü adlarına tescili, ... taksim ile 129 ada 13 sayılı parselin kendisine düştüğü bu parselin adına tescili, ayrıca, 129 ada 7 sayılı parselin 29 m2 bölümünün kendisine ait olduğu, bu
bölümün ayrılarak 13 sayılı parsel ile birlikte adına tescili, davacılar ..., ... ve arkadaşları ise 129 ada 13 sayılı parselin Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili istemiyle dava açmışlar, ... ve arkadaşları davalarından vazgeçmiştir.
, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, tesbitlerinin iptali ve adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece diğer davaların reddine, ...nin davasının kabulüne, çekişmeli ... köyü 129 ada 7 ve 13 sayılı parsellerin tesbitlerinin iptali ile parsellerin niteliğiyle adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ..., , ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/10/2012 gün ve ... saylı ilâmıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “ 1) 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi ve 1086 sayılı Kanunun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi gereğince, hâkim dava ile bağlı olup, ondan başkasına ve başka bir şeye karar veremez, davacı katılma dilekçesinde ve sonraki iddialarında, parselin taşlık ve çalılık niteliğinde, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu iddia ederek, parsellerin bu niteliğiyle adına tescilini istediğine, olarak tescili yönünde bir istemi bulunmadığına, davada taraf da olmadığına göre, ...nin istemiyle sınırlı olarak karar verilmesi gerekirken, dava aşılarak, parselin niteliğiyle adına tesciline karar verlimesi doğru olmayıp, ...nin bu konuya temas eden temyiz itirazları yerindedir.
2) ...nin diğer temyiz itirazları ile gerçek kişilerin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece toplanan deliller, özellikle keşif ve bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin sınırdaki devlet ormanları devamı niteliğindeki, yüksek eğimli makilik olduğunun belirlendiği, bu haliyle 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi hükmüne göre sayılacağı gibi, etrafının sınırlaması itirazsız kesinleşmiş Devlet ormanları ile çevrili içi açıklığı olduğu, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi hükmüne göre özel mülkiyete konu teşkil edecek biçimde tapuya tescil edilemeyeceği gerekçesiyle ...nin davasının kabulüyle, parselin niteliğiyle adına tapuya tesciline karar vermişse de;
Keşif ve bilirkişi raporları ile belirlenen toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi özellikle komşu parselerin bir kısmının kesinleşen hukukî durumlarına göre, çekişmeli parsellerin içi açıklığı olduğu ya da eylemli alanı olduğu söylenemez; çekişmeli parsellerin kuzey bölümlerinde bulanan az sayıdaki çam ağacının sayıları ve arazide kapladığı alanlar gözetildiğinde, parsellerin tamanının olarak nitelendirilmesini gerektirip gerektirmediği konusundaki inceleme yetersizdir.
Diğer taraftan, yerel bilirişi ve tanık beyanları ile belirlendiği gibi çekişmeli parsellerin bir bütün olarak ortak muris ... tarafından kullanılırken ondan mirasçılarına kaldığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Davacı ve davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlık, ..."in mirasının yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığına ilişkindir. Yöntemine uygun bir paylaşımdan sözedebilmek için, tüm mirasçıların bir araya gelerek, terekeyi iradeleri ile pay etmeleri ve daha sonra bu paylaşıma uymaları gereklidir. Yerel mahkeme tarafından ..."in terekesini oluşturan mirası belirlenmemiş; ..."in tüm mirasının yine mirasçılarının hepsinin eksiksiz katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı, bu paylaşıma tüm mirasçıların uyup uymadığı, paylaşımın daha sonra bozulup bozulmadığı yönünde yapılan araştırma da yetersizdir.
O halde, mahkemece öncelikle, çekişmeli parsellere bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu parseller ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip parsellerin niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, çekişmeli parsellerin kuzeyindeki çam ağaçlarının bulunduğu bölümlerin ifraz krokisi düzenlettirilmeli, bu bölümler üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlikten sözedilemeyceği için, ...nin bu bölümlere yönelik davasının kabulüne karar verilmeli, çekişmeli parsellerin diğer bölümlerinin, öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı araştırılmaldır.
Yapılan araştırma sonunda çekişmeli parsellerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilebilecek yerlerden olduğu ve davacı ve davalılar ile murisleri yarararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlendiği taktirde, bu kez; davacı gerçek kişilerin iddialarına göre, ..."in terekesini oluşturduğunu söyledikleri ..."den kaldığı, ya da bu kişiye aitken mirasçılarından birisi ya da bir kaçı tarafından üçüncü kişilere satılan taşınır ve taşınmazların tümü tesbit edilmeli, tesbit edilen parsellerin tesbit tutanakları ile dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları ile bu parsellerin komşularının tesbit tutanakları ve var ise dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları getirtilmeli, terekeye dahil olduğu belirlenen parsellerden halen dava konusu olanlar var ise, gerçek kişilerin iddiasına göre bu davaların birlikte görülmesinde yarar bulunduğundan, aralarında irtibat bulunan davalar birleştirilmeli, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan parsellere ilişkin dava dosyaları delil olarak getirtilip bu dosya içine konulmalı, ortak murisin tüm malları ve malların değerleri yöntemince saptanmalı, yöreyi ve ortak murisi tanıyan yeterince yaşlı yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının katılımı ile bu parsellerin başında yapılacak keşifte, ortak murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında, tüm mirasçıların katılımı ve hür iradesi ile mirasın paylaşılıp paylaşılmadığı, yapılmış ise hangi mirasçının payına hangi taşınmaz ya da taşınmazlar ile taşınır malların düştüğü sorularak, somut olaylara dayalı bilgi ve görgüleri sorulmalı, paylaşımda terekeden kime ne verildiği tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile tesbit tutanaklarında tutanak tanığı olarak gösterilenlerin beyanları çeliştiğinde bu çelişkiler yöntemince giderilmeli, uzman bilirkişilere uygulamayı gösteren rapor kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmlarına uyulup dava dosyaları birleştirildikten sonra;
1) Davacı ... ve arkadaşlarının davalarına yönelik mahkemece verilen ... sayılı, davacı ..."ün davasına yönelik mahkemece verilen ... sayılı hüküm kesinleştiğinden davalarına yönelik yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2) Davaya konu 129 ada 6 parsel sayılı taşınmaza yönelik davacı ..."in davasının kabulüne, diğer davacıların davalarının reddi ile, ... köyü 129 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki vasıfla davacı ... adına tespit ve tapuya tesciline,
3) Davaya konu 129 ada 7 parsel sayılı taşınmaza yönelik müdahil davacı ...nin davasının kısmen kabul kısmen reddine, diğer davacıların davalarının reddi ile, ... köyü 129 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 20/03/2015 havale tarihli ve fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 185,98 m2 bölümüne yönelik kadastro komisyon tutanağındaki tespitin iptali ile tespit tutanağındaki vasıfla adına tespit ve tapuya tesciline; (A) harfi ile gösterilen bölümü dışındaki 1029,95 m2"lik bölümünün aynı ada ve parsel numarası kadastro komisyon tutanağındaki tespit gibi ... ... adına tespit ve tapuya tesciline,
4) Davaya konu 129 ada 13 parsel sayılı taşınmaza yönelik müdahil davacı ...nin davasının kısmen kabul kısmen reddine, diğer davacıların davalarının reddi ile, ... köyü 129 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 20/03/2015 havale tarihli ve fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 253,20 m2 bölümüne yönelik kadastro tespit tutanağındaki tespitin iptali ile tespit tutanağındaki vasıfla adına tespit ve tapuya tesciline; (B) harfi ile gösterilen bölümü dışındaki 1188,66 m2"lik bölümünün aynı ada ve parsel numarası kadastro tespit tutanağındaki tespit gibi tapuya tesciline,
5) Davaya konu 129 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik davacılar ... ve arkadaşlarının davalarının kabulüne, ... köyü, 129 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki tespitin iptali ile kadastro tespit tutanağındaki vasıfla 1/3"er hisseli olarak, davacılar ... ..., ... ve ... adına tespit ve tapuya tesciline,
6) Davaya konu 131 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik davacıların davalarının reddi ile, ... köyü, 131 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki tespit gibi tapuya tesciline,
7) Davaya konu 131 ada 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik müdahil davacı ... ..."nin davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddi ile, ... köyü, ... mevkiinde bulunan 131 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki tespitin iptali ile tespit tutanağındaki vasıfla müdahil davacı ... ... adına tespit ve tapuya tesciline, taşınmazın l. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine,
8) Davaya konu 131 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik davacı ..."in davasının kabulü ile, ... köyü, 131 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki tespitin iptali ile taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki vasıfla davacı ... adına tespit ve tapuya tesciline,
karar verilmiş; hüküm, davacı ..., ... ve ..., davalı - katılan , davalı ... , davalı ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen kadastrosu; dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
1) Davalı ... ... 129 ada 4 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemenin 21/12/2009 gün ve ... sayılı kararı ile temyize konu 129 ada 4 sayılı parselin adına tesciline karar verilmiş; hükmün, tarafından da temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/12/2010 gün ve .... sayılı ilâmıyla ... temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş olduğundan, mahkeme hükmü yönünden kesinleşmiş olup temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı – katılan ...nin 129 ada 7 ve 13 sayılı parsellerin sırasıyla (A) ve (B) harfleriyle işaretli bölümleri çıktıktan sonra geriye kalan bölümleri ile 131 ada 5 parsele yönelik olarak temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada 129 ada 7 ve 13 sayılı parsellerin davalı ...ce temyize konu edilen bölümlerinin özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu belirlendiğinden, ayrıca, Tapulama Kanununun 35. maddesinde Mayıs 2012 yılında yapılan değişiklikle karşılıklı olmak şartıyla yabancı uyruklu kişilerin taşınmaz edinebilecekleri kabul edilmiş olmasına ve taşınmazı satın aldığı iddia edilen kişinin Türk vatandaşı olduğu anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3) Davalı ... ve arkadaşları vekilinin 129 ada 7 ve 13 sayılı parsellerin sırasıyla (A) ve (B) harfleriyle işaretli bölümlerine yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada 129 ada 7 ve 13 parsel sayılı taşınmazların sırasıyla (A) ve (B) harfleriyle işaretli bölümlerinin eylemli olarak ağaçları ile kaplı olup zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı belirlenmiş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
4) Davalı - katılan ve davalı ... ... 129 ada 6; davacı ... ve arkadaşlarının 129 ada 13 sayılı parselin (B) harfiyle işaretli bölümü çıktıktan sonra kalan bölümü ile 131 ada 3 parsel; davalı ... ve arkadaşlarının 129 ada 4 ve 6 sayılı parsellerin tamamı ile 7 parselin (A) harfiyle işaretli bölümü çıktıktan sonra kalan bölümü ile 131 ada 4 ve 5 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece 131 ada 4 sayılı parselin ise, ... adına tesciline karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, mahkemenin, çekişmeli taşınmazın niteliğiyle adına tesciline dair kararı Dairenin 10/03/2011 gün ve ... sayılı ilâmıyla bozulmuş olup mahkemece bozma ilâmına uyulmasına rağmen bozma doğrultusunda hiç araştırma yapılmamıştır.
Bundan ayrı; çekişmeli taşınmazların kök muris ...’den kaldığı, terekesinin kısmen paylaşıldığı kabul edilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm yeterli değildir.
Mahkemece öncelikle, Dairenin 10/03/2011 gün ve ... sayılı ilâmında açıklandığı şekilde araştırma yapılarak çekişmeli 131 ada 4 sayılı parselin özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığı belirlenmeli; zilyetlikle kazanılacak yerlerden olduğu belirlendiği takdirde diğer taşınmazlarla birlikte dava konusu taşınmazın ortak miras bırakandan kaldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, miras bırakanın ölümünden sonra terekenin mirasçıları arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı ve uyuşmazlığa konu taşınmazların paylaşım sonucu hangi tarafa isabet ettiğine ilişkin olduğu, paylaşıma dayanan tarafın, Medenî Kanunun 6. maddesi gereğince paylaşımın varlığını, paylaşım tarihini, paylaşıma bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını, paylaşımda paydaşlara verilen paylar ile bunların akıbetlerini, Kadastro Kanununun bölgede uygulandığı tarihe kadar paylaşımın bozulmadığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15. maddesi uyarınca harici paylaşımın belgeler, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceğinden mahkemece, paylaşıma dayanan taraftan bu konuya ilişkin delilleri sorulmalı, paylaşım yapılmışsa, paylaşımın yapılmadığını iddia eden tarafın bu taşınmazdaki payına karşılık ne aldığı, taşınmaz almışsa nereden aldığı ve kadastro sırasında kimin adına tespit edildiği araştırılmalı, gerektiğinde ilgili tutanaklar getirtilip incelenerek bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğu denetlenmeli, uzun süreli kullanmanın harici paylaşımın karinesi olabileceği, paylaşımda eşitliğin zorunlu bulunmadığı gözönünde tutularak sonucuna göre karar verilmelidir.
Kabule göre de; davalılardan ..."in 129 ada 4 ve 131 ada 3 sayılı parsellere yönelik aleyhindeki davayı 13.04.2009 tarihli duruşmada kayıtsız ve koşulsuz kabul ettiği gözönüne alınarak davalının payı ile sınırlı olarak 131 ada 3 sayılı parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken tümüyle reddine karar verilmesi, öte yandan, 129 ada 7 sayılı parselin kök muristen kaldığı kabul edilip hüküm kısmında adına tesciline karar verilen yer çıktıktan sonra geriye kalan kısmın tespit gibi ... ... adına tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle, davalı ... .. 129 ada 4 sayılı parsele, iki numaralı bentde açıklanan nedenlerle, davalı - katılan ...nin 129 ada 7 ve 13 sayıl parsellerin sırasıyla (A) ve (B) harfleriyle işaretli bölümleri çıktıktan sonra geriye kalan bölümleri ile 131 ada 5 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Üç numaralı bentde açıklanan nedenlerle, davalı ... ve arkadaşlarının 129 ada 7 ve 13 sayılı parsellerin sırasıyla (A) ve (B) harfleriyle işaretli bölümlerine yönelik temyiz itirazları reddiyle bu bölüme ilişkin hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalı ... ve arkadaşlarına yükletilmesine,
3) Dört numaralı bentde açıklanan nedenlerle, davalı – katılan ve davalı ... ... 129 ada 6; davacı ... ve arkadaşlarının 129 ada 13 sayılı parselin (B) harfiyle işaretli bölümü çıktıktan sonra kalan bölümü ile 131 ada 3 parsel; davalı ... ve arkadaşlarının 129 ada 4 ve 6 sayılı parsellerin tamamı ile 7 sayılı parselin (A) harfiyle işaretli bölümü çıktıktan sonra kalan bölümü ile 131 ada 4 ve 5 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle, bu bölüme ilişkin hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin karşılıklı olarak ... ve arkadaşları ile ... ve arkadaşlarından alınmasına yine 1.100.-TL vekâlet ücretinin karşılıklı olarak ve ile ... ve arkadaşları ve ... ve arkadaşlarından alınmasına; 1.100,-TL vekâlet ücretinin ...’den alınarak ve ... verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, davacı ... ve arkadaşları ile davalı ... .... yatırdıkları temyiz harcının istek halinde iadesine 22/03/2016 günü oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi