Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12746
Karar No: 2016/6360
Karar Tarihi: 09.06.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/12746 Esas 2016/6360 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/12746 E.  ,  2016/6360 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2015
NUMARASI : 2014/549-2015/221

Taraflar arasında görülen davada ... .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/04/2015 tarih ve 2014/549-2015/221 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07.06.2016 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ... ... ile asıl ve birleşen davada davalılar vekili Av. ... ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin bir aile şirketi olan davalı şirketin % 29 oranında hissedarı olduğunu, şirket anasözleşmesi ve TTK"nin 414. maddesi hükümlerinin ihlal edildiğini, toplantı günü ve gündemin ilan edeceği gazetenin iadeli taahhütlü mektupla müvekkile bildirilmediğini, 15.08.2013 tarihli genel kuruldan müvekkilinin sonradan haberdar olduğunu, usulüne uygun çağrı yapılmadan tüm ortaklar katılmış gibi genel kurul yapıldığını, kimseye vekaletname vermediği halde müvekkilinin hazırun cetvelinde temsil edilmiş gibi gösterildiğini, genel kurulun şirket merkezinden farklı yerde yapıldığını, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullandıklarını, sermaye artırımını gerektiren haklı bir sebep bulunmamasına rağmen müvekkilin şirketteki kar ve tasfiye payını azaltmak amacıyla sermaye artırımı kararı alındığını ileri sürerek, 15/08/2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların hükümsüzlüğünün tespitine ve sermaye artırımı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada, müvekkilinin tüm hissesinin hukuka aykırı şekilde müvekkilin babası olan davalı ... ... ...’na devredildiğini öğrendiğini, nama yazılı hisse senetlerinin devri ciro ve zilyetliğin devri ile mümkün olup aksi tasarrufların geçersiz olduğunu, geçerli bir devir bulunmadığından devir işleminin yok hükmünde olduğunu, müvekkilinin payı nispetinde temsili ile oy hakkının engellendiğini ileri sürerek, müvekkiline ait hisselerin davalı ... ... ..."na yapılan devir işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine, şirket pay defterine müvekkili adına tesciline, 10/07/2006 tarihli genel kuruldan sonraki tüm genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl ve birleşen davaya cevabında, davacının 2006 yılı Temmuz ayına kadar şirkette pay sahibi olduğunu, 10/07/2006 tarihli genel kurul toplantısında şirkete ait 2 taşınmazın 510.000 TL bedelle davacıya satışına karar verildiğini ve taşınmazların davacıya devrini takiben davacının şirketteki hisselerini babası ... ... ...’na devrederek şirketten ayrıldığını, davacının 10.07.2006 tarihli genel kuruldan sonra hiçbir genel kurula katılmadığı gibi, kâr payı isteminde de bulunmadığını, 15/08/2013 tarihli genel kurul toplantısında davacıyı temsilen oy kullanılmadığını, genel kurul toplantısının şirketin merkezinin bulunduğu İstanbul ili sınırlarında yapıldığını, kararların gerekli çoğunluk sağlanarak alındığını, sermaye arttırımın usulüne uygun şekilde yapıldığını, arttırımın bir kısmının iç kaynaklardan karşılandığını ve kalan kısmın pay sahipleri tarafından taahhüt edildiğini, 2008, 2010, 2012 ve 2013 tarihli genel kurul toplantılarının usulüne uygun şekilde yapıldığını, hazirun cetvelleri ve toplantı tutanaklarından davacının pay sahibi olmadığının anlaşılacağını, davacının ortak olduğu tarihlerde bastırılmış hamiline hisse senetlerinin de şirketin diğer ortaklarında olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin paylarının kuruluşta nama yazılı olduğu, sonrasında gerçekleşen esas sözleşme değişikliği ile hamiline yazılı hale getirildiği, davacının hisse senetlerini devretmek suretiyle pay sahibi sıfatını kaybettiği iddia edilen 2006 yılında senetlerin hamiline yazılı olduğu, şirkete ait taşınmazların davacıya devrinin yapıldığı 2006 yılı sonrasında yapılan hiçbir genel kurul toplantısına davacının katılmadığı, 15.08.2013 tarihli genel kurul toplantısı tarihine kadar hisse senetlerinin hamiline yazılı olduğu, davacı payların nama yazılı olduğunu bu nedenle de ciro ve teslim şeklinde geçerli bir devir bulunmadığını iddia etmekte ise de paylar hamiline olduğundan bu iddianın dinlemeyeceği, hisse senetlerinin bastırılıp bastırılmadığı yönündeki teredütün davalı vekilinin son celse bir adet hisse senedi sunmasıyla giderildiği, hisse senetlerinin sahiplerine teslim edildiği ve hisse senetlerinin davalılarda olduğunun anlaşıldığı, davacı taraf şirkete ait taşınmazların bedel karşılığı satın alındığını iddia etmekteyse de şirkete ait taşınmaların davacıya satışı konusunda yönetim kuruluna yetki verilen 10.07.2006 tarihli genel kuruldan sonra davacının hiçbir genel kurula katılmaması şeklinde gerçekleşen fiili durumun davalı tarafın taşınmazların davacının payları karşılığı davacıya devredildiği yönündeki savunmasının hayatın olana akışına uygun düştüğü şeklinde yorumlanması gerektiği, davacının son olarak katıldığı 10.07.2006 tarihli genel kurul toplantısı hazirun cetveline göre davacının o tarihte % 29 oranda paya sahip olduğu, sonrasında yapılan 17/10/2008 tarihli genel kurul toplantısı hazirun cetveline göre davacının paylarının tamamının birleşen davanın davalısı ... ... ...’na devredilmiş olduğu ve paylardan doğan hakların bu pay sahibi tarafından kullanıldığının anlaşıldığı, davacının son olarak katıldığı 2006 tarihli genel kurul toplantısını takiben yapılan diğer kurullarda alınan karar tutanakları incelendiğinde 2008, 2010,2012 ve 2013 tarihli genel kurul toplantılarının tümünde 50.000.000.000 TL sermayeye karşılık gelen 100.000 hissenin % 94’ünün toplantıda asaleten/vekâleten temsil edilerek toplantı ve karar nisaplarına riayet edildiği, davacının % 29 oranında sermayeye sahip olduğu kabul edilse dahi bu pay sahipliği miktarının genel kurullarda salt çoğunluğa dayalı olarak alınan kararların yokluğuna ve iptal edilebilirliğine neden olacak nitelikte olmadığı, davalı şirketin anne, baba, kardeşten oluşan aile şirketi oluşu göz önünde bulundurulduğunda davacının 2006 yılından beri pay sahipliği haklarının başkaları tarafından kullanıldığını bilmediğini iddia etmesinin hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı ve MK"nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı dahi davacının hükümsüzlüğe ilişkin tespit istemlerinin dinlenilmesine engel olacak nitelikte olduğu, 15.08.2013 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullandığı iddia edilmiş ise de hazırun cetveli incelendiğinde davacının pay sahibi olduğu kabul edilse dahi kararlar oybirliği ile alındığından yöneticilerin kendi ibralarında oy kullanmadıkları da nazara alındığında mevcut pay sahiplerinin ibra kararı alabilecek çoğunluğa sahip olduğu, sermaye artırım kararının kötüniyetle alındığına dair delil bulunmayıp finansal ihtiyaçlardan kaynaklandığının anlaşıldığı, davacının hisselerinin davalı ... ... ..."na devir işleminin yok hükmünde sayılmasını gerektiren bir durum olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir edilen 1.300 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 30.70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi