Esas No: 2021/114
Karar No: 2021/580
Karar Tarihi: 04.10.2021
İtirazın İptali Davasında Tüketici Mahkemesi Görevli Değildir - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/114 Esas 2021/580 Karar Sayılı İlamı
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı site hakkında Malatya 8. İcra Müdürlüğü’nün 2016/23693 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmasına rağmen davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, taraflar arasında asansör ve hidrofor bakımına ilişkin bir bakım sözleşmesi bulunduğunu ve davacı müvekkilinin, davalı sitenin asansör bakım ve onarımı işlerini yaptığını ileri sürerek, takibe yapılan itirazın iptaline, takip konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile sitede 7 adet blok bulunduğunu, bunların dava dışı asansör firmalarından hizmet aldığını, her bir blokta bireysel yönetim oluşturularak gelir gider hesaplarının ayrıldığını, davacıya herhangi bir borçlarının bulunmadığını, davacı ile imzalanmış bir sözleşme olmadığını, sunulan bakım sözleşmesinin dava dışı .....Site Yöneticisi adına ...tarafından imzalandığını, ancak bu sözleşmenin de davalı müvekkilince 15.09.2015 tarihinde feshedildiğini, davacı ile ...arasında imzalanan bakım sözleşmesindeki imza ile yönetici ve hizmet alım sözleşmesindeki ...adına atılan imzaların birbirinden farklı olduğunu, T. U.dan ibraname alındığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde, davalı apartman yönetimi ile dava dışı ... Profesyonel Site Yönetimi adına ...arasında 10.04.2015 tarihinde yönetici ve hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin ... Evleri Sitesi Konutlarının kat malikleri kurulunun 27.03.2015 tarihli genel kurul toplantısında yöneticilik görevi ve site hizmetlerinin uzman bir şirkete devri hususunda verilen karar gereği apartman yöneticilerine yetki vermesi üzerine imzalanmış olduğu, yönetici ve hizmet alım sözleşmesine istinaden T.U.’ın 01.06.2015–01.06.2016 dönemi için 01.06.2015 tarihli asansör bakım sözleşmesini davacı tarafla imzaladığı, davalı yönetim ile imzalanan herhangi bir hizmet sözleşmesi olmadığı, ...ile apartman yönetimi arasındaki sözleşmenin feshinden sonraki dönemlerde de davacı ile davalı yönetim arasında herhangi bir ek sözleşme yapılmadığı, ...tarafından 20.02.2016 tarihli ibraname ile “... Evleri A, B, C, D, E, F, G blokları site yönetimini ve tüm kat sakinlerini ibra ederim” şeklinde ibraname düzenlenmiş olduğu gerekçesiyle, sözleşmenin tarafı olmayan davalıya yöneltilen davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, dava değeri itibariyle kesin olarak karar verilmiştir.
Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce miktar itibariyle kesin olarak verilen 05.09.2017 tarih, 2016/1907 esas ve 2017/397 karar sayılı karara karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363. maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz isteminde bulunulmuştur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde; bu Kanunun, her türlü.. tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı, 3. maddesinin 1. fıkrasının “L” bendinde; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işleminin tüketici işlemini ifade ettiği, 68. maddesinde; tarafların İcra ve İflas Kanunu'ndaki hakları saklı olmak kaydıyla; değeri dört bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, altı bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise dört bin Türk Lirası ile altı bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvurunun zorunlu olduğu, bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamayacağı, 73. maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1. maddesinde; göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu, 2. maddesinde; dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu, bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu, 114. maddesinin 1. fıkrasının "c" bendinde; mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğu, 2. fıkrasında; diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu, 115. maddesinin 1. fıkrasında; mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği, 2. fıkrasında; mahkemece dava şartı noksanlığını tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında varlığı iddia olunan hukuki ilişkinin tüketici işlemi niteliğinde eser sözleşmesi, davacının yüklenici, davalının iş sahibi/tüketici durumunda olması sebebiyle somut olayda tüketici işleminin mevcut olacağı, tüketici işleminden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda da dava değerine göre tüketici hakem heyetleri yahut tüketici mahkemelerinin görevli olacağı ancak tüketici hakem heyetine başvuruyu düzenleyen 6502 sayılı Kanun'un 68. maddesinde açıkça belirtildiği üzere; tarafların İcra ve İflas Kanunu'ndaki hakları saklı tutulmuş olup, işbu davada 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67/1. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası olduğundan doğrudan tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce görev dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemi kabul edilerek, mahkeme kararının kanun yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 05.09.2017 tarih, 2016/1907 esas ve 2017/397 karar sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere HMK'nın 363/1 maddesi uyarınca Kanun yararına BOZULMASINA, HMK'nın 363/3. maddesi gereğince gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 04.10.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.