12. Ceza Dairesi 2020/1220 E. , 2021/2019 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : CMK"nın 223/2-b. maddesi uyarınca her bir sanığın ayrı ayrı beraatine
Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar ... ve ..."ın olay tarihinde Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi acil servisinde pratisyen hekim; ...’un ise nörolog olarak görev yaptıkları, hasta ...’nun rahatsızlığı nedeniyle 03/12/2008 tarihinde saat 09:35 sıralarında söz konusu hastaneye geldiği, Uzman Doktor ... tarafından muayene ve bir kısım tetkiklerin ardından evine gönderildiği, bu kez hastanın 04/12/2008 tarihinde saat 04:11"de aynı hastanenin acil servisine getirildiği, sanıklardan Dr. ... tarafından muayene edilmeden enjeksiyon yaptırılıp evine gönderildiği, hastanın yine aynı tarihte saat 06:01"de bilinci kapalı bir vaziyette ambulansla daha ağır bir şekilde aynı hastanenin acil servisine getirildiği, bu kez de Dr. ... tarafından muayene edildiği ve bir kısım tetkiklerin ve konsültasyonların istenildiği, hastanın bu durumuna ve acil servisin sakin olmasına rağmen sanığın hasta ile birlikte tomografiye çıkmadığı, tomografi çekimi sırasında durumunun daha da ağırlaşması üzerine sağlık personelinin müdahale etmeye çalıştığı, sanığın 10 dakika kadar geçtikten sonra hastanın yanına geldiği, neticede 04/12/2008 tarihinde saat 12:08"de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildiği, yapılan tedaviye rağmen 05/12/2008 tarihinde saat 07:45 sıralarında öldüğü, yapılan otopsi neticesinde, kişinin otopsisinde saptanamayan ancak kişinin akciğer ve beyin ödemine bağlı solunum ve dolaşım yetmezliği sonucu ölümüne neden olan bir hastalık sonucu ölmüş olduğu tıbbi kanaatine varıldığı, ölenin kısa aralıklarla 2. ve 3. kez rahatsızlığı nedeniyle aynı hastanenin acil servisine getirilmiş olmasına rağmen sanıkların görev gereklerine aykırı olarak gereken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandıkları ve sonuç itibariyle hastanın ölümüne sebebiyet verdiklerinden bahisle, sanıklar hakkında taksirle öldürme suçundan kamu davası açılması üzerine, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan zarar sebebiyle idare aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminat davasında alınan 10.08.2011 ve 21.11.2011 tarihli Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulundan alınan bilirkişi raporlarında; otopsi ve tıbbi belgelere göre kişinin ölümünün triventriküler hidrosefali ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu; şiddetli baş ağrısı şikayeti ile başvurduğu hastanede muayene eden uzman doktor tarafından ayrıntılı muayene ve göz dibi muayenesinin yapılmadığı, BBT istendiği ancak triventriküler hidrosefali rapor edilmesine rağmen kranial MR istenmediği, BBT"deki sulkusların silik sisternaların kapalı olmasının akut hidrosefaliyi desteklediği, bu gibi durumlarda kişinin yatırılarak tedavi edilmesi gerektiği, bunların yapılmamış olmasının tıbbi eksiklik olduğu, ancak hızlı progresyon nedeniyle hidrosefali tedavisi yapılmış olması halinde bile kurtulmasının kesin olmadığı; kamu davası yargılamasında alınan 08.02.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu raporunda; hastanın 04.12.2008’de saat 04:11’de acile kusma-başağrısı şikayeti ile getirildiği, acilde nöbetçi pratisyen hekim Dr. ... tarafından görüldüğü, hastanın tomografi rapor sonucu öğrenilmesine rağmen bir nöroloji veya nöroşirurji konsültasyonu istenmemesi nedeniyle Dr. ...’ın uygulamasının tıp kurallarına uygun olmadığı, kişinin aynı tarihte saat 06:00’da tekrar acil servise getirildiğinde tetkik aşamasında fenalaştığı dikkate alındığında acilde hastayı gören ve tomografi isteyen Dr. ...’ın uygulamasının tıbben uygun olduğu mütalaası üzerine, Yüksek Sağlık Şurasına gidildiği 17–18 Nisan 2014 toplantı tarihli YSŞ kararı ve 29.04.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu incelemesi ile kliniğin ve diğer laboratuvar belgelerin beyinle ilgili patolojiyi işaret etmesine rağmen otopside beyinle ilgili gerekli patoloji incelemesi yapılmadığı, beynin vasküler yatağı, ventrikül içinde tespit edilen tümöral kitlenin ve beyin sapının incelenmediği sadece duradan örnekleme alındığı, bu nedenle beyin ile ilgili ölüm nedeninin kesin olarak belirlenemediği, ayrıca hastalığın klinik ve radyolojik bulgularla hastada ortaya çıkan bulguların serebral olduğu kanaatinin oluşmadığı cihetle hekimlerin eylemleri ile sonuç arasında illiyet bağı kurulamayacağı, Dr. ..., Dr. ... ve Dr. ...’un kusursuz olduklarının tespit edildiği, raporlar arasındaki çelişkiyi gidermek ve sanıkların hastanın ölümüne sebep olacak kusurlu eylemlerinin olup olmadığının netleştirilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna başvurulduğu, 08.10.2015 tarihli inceleme ile 03.12.2008 - 04.12.2008 tarihli BBT’lerde lateral ventriküllerin geniş izlendiği, kortikalsulkuslarda silinme mevcut olduğu saptandığı dikkate alındığında; kişinin baş ağrısı şikayeti ile nöroloji polikliniğinde muayene edilmesi ve kranial BT istenmesi uygun olduğu, bu nedenle ileri tetkik isteyen nöroloji uzmanı Dr. ...’un kusurunun bulunmadığı, hastanın 04.12.2008 tarihinde saat 04:11"de acile kusma- baş ağrısı şikayeti ile getirildiği, acilde Dr. ... tarafından görüldüğü, anamnez ve yapılan muayene sonrası hastanın sabah nöroloji polikliniğinde muayene edildiği, BBT istendiği, migren tanısı konulduğu öğrenildiği, nörolojik muayenede özellik saptanmadığı belirtildiği, bu nedenle hastanın şikayetlerine yönelik tedavisini düzenleyerek poliklinik muayene önerisinde bulunmasının uygun olup Dr. ...’ın kusurunun bulunmadığı, hastanın 04.12.2008 tarihli saat 06:00"da acil servise getirildiğinde tetkik aşamasında fenalaştığı dikkate alındığında acilde hastayı muayene edip tetkiklerini isteyen Dr. ...’ın kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,
Yüklenen suç açısından sanıkların taksirinin bulunmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 223/2-c maddesi gereğince beraatlerine karar verilmesi gerekirken, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin sabit olması gerekçesiyle beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün “1.” bendinin hükümden çıkartılarak, yerine “Sanıkların, yüklenen suç açısından taksirlerinin bulunmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK"nın 223/2-c maddesi uyarınca müsnet suçtan ayrı ayrı BERAATLERİNE” yazılması suretiyle sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün; DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. Başkan