Esas No: 2021/24638
Karar No: 2022/15982
Karar Tarihi: 15.11.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/24638 Esas 2022/15982 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında 2007 yılında işlediği iddia edilen nitelikli hırsızlık suçu nedeniyle verilen hapis cezası hükmünün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir. Ancak denetim süresi içerisinde suç işlenmesi nedeniyle hüküm açıklanmış ve sanık tarafından temyiz edilmiştir. Kanuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları asıl hükmü askıda bırakan itiraza tabi mahkeme kararlarıdır. Denetim süresinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde askıda olan mahkumiyet hükmü düşme kararı verilir. Nihai hükümler (mahkumiyet, beraat, red, düşme ve ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlar) olağan kanun yolu denetimine tabidirler. İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesinden önce verilen nihai hükümler temyiz kanun yoluna tâbidir. Sanık hakkında istinaf mahkemeleri faaliyete geçmeden önce hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, açıklanan hükmün istinaf kanun yoluna tâbi olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle dosya, yetkili ve görevli Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi Başkanlığına gönderilerek gerekli inceleme yapılacaktır. Kanun maddeleri: 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi ve 5. fıkrasının son cümlesi, 223. ve 264/1-2. maddeleri; 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi; 1412 sayılı CMUK.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli hırsızlık
HÜKÜM : Düşme
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık hakkında 13.06/2007 tarihinde işlediği iddia edilen Hırsızlık suçundan verilen hapis cezası ile ilgili olarak 27/11/2008 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş, bu karar 14/05/2013 tarihinde kesinleşmiştir. Denetim süresi içerisinde suç işlenmesi nedeniyle hüküm 10/09/2020 tarihinde açıklanmıştır ve bu hüküm sanık tarafından temyiz edilmiştir.
5271 sayılı CMK'nın hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını düzenleyen 231. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesinde "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder." denilmektedir.
Kanun'un amir hükmü ve Yargıtay'ımızın istikrar bulmuş içtihatları uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, nihai bir hüküm değil, asıl hükmü askıda bırakan itiraza tabi bir mahkeme kararıdır. Denetim süresinde kasıtlı bir suç işlenmediği (ya da denetim süresinde varsa öngörülen tedbirlere uyulduğu) takdirde, askıda olan mahkûmiyet hükmü hukuk aleminde neşv-ü nema bulmadan düşme kararı verilmesi gerekecektir.
Açıklanan bu hükmün tâbi olacağı kanun yoluna gelince;
5271 sayılı CMK’nın sistemine göre, 223. maddede belirtilen nihai hükümler (mahkûmiyet, beraat, red, düşme ve ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlar) kural olarak olağan kanun yolu denetimine tabidirler.
Olağan kanun yolları istinaf ve temyizdir.
5271 sayılı CMK'nın 272 ve devamı maddelerine göre, mahkûmiyet hükümlerinin miktar itibariyle kesinlik istisnaları dışında istinaf kanun yoluna tâbi olduğunda da kuşku bulunmamaktadır.
Ancak;
İstinaf mahkemeleri 20 Temmuz 2016 tarihinden itibaren faaliyete geçtiğinden bu tarihten önce verilen nihai hükümler kesinleşinceye kadar, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi uyarınca 1412 sayılı CMUK'daki usule göre, istinaf değil, temyiz kanun yoluna tâbidirler.
Sanık hakkında her ne kadar istinaf mahkemeleri faaliyete geçmeden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; 10/09/2020 tarihinde, yani Bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra hükmün açıklanması nedeniyle, karar tarihi itibariyle bu hükmün istinaf kanun yoluna tâbi olduğu anlaşılmakla, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 5271 sayılı CMK'nın 264/1-2. maddesi hükümleri uyarınca kanun yolunda yanılmanın başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın yetkili ve görevli Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 15.11.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.