23. Hukuk Dairesi 2014/3098 E. , 2014/7526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/576-2013/1070
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin peşin bedel ödemek suretiyle A blok 7. kat güney-doğu cephedeki dubleks daireyi satın aldığını, dairenin 2004 yılı Eylül ayında teslim edilmesi gerektiği halde halen teslim edilmediğini ileri sürerek, öncelikle adına tesciline, bu mümkün olmazsa dairenin rayiç değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.09.2012 tarihinde harcını yatırdığı ıslah dilekçesi ile talebini 204.420,00 TL"ye arttırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce, davacının peşin bedelli ya da normal ortak olup olmadığı, davacıya tahsis edilecek konutun bulunup bulunmadığı, daire bulunması halinde, bu daireye yönelik olarak davacının tüm edimlerini yerine getirmesi halinde davalı kooperatif adına olan tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi, şayet tahsis edilebilecek konut mevcut değilse, ödenecek tazminat, Yargıtay"ın yerleşik uygulamasına göre belirlenmesi gerektiği halde, bu hususlar ikmal edilmeden karar verildiği gerekçesiyle bozulması sonrası, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi heyeti raporu ve tüm dosya kapsamına göre, genel kurulca davaya konu dubleks dairenin davacıya satışı konusunda yönetim kuruluna yetki verilmediği, yönetim kurulu kararının yetkisiz şekilde alındığından, kararın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu" nun 23. maddesi uyarınca yok hükmünde olup, davalı kooperatifi bağlamadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine, davacının geçersiz satış işlemini yapan kişilere dava açmakta muhtariyetine, karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Dava, terditli olarak tapu iptali tescil veya dairenin rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Bir bir yapı kooperatifinin ana amacı, ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, oturmaya elverişli konut teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın, uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle, öncelikle, davacıya tahsis edilecek konutun bulunup bulunmadığı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulmalı, daire bulunması halinde, bu daireye yönelik olarak davacının tüm edimlerini yerine getirmesi halinde davalı kooperatif adına olan tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmeli, şayet tahsis edilebilecek konut mevcut değilse, ödenecek tazminat, Yargıtay"ın yerleşik uygulamasına göre belirlenmelidir. Davalı kooperatif elinde arsa veya konut kalmaması halinde üyesine ödenecek tazminatın hesaplanması şekli, Yargıtay"ın yerleşik uygulamasına göre aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.
a- Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya arsanın dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.
b- Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.
c- Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.
d- Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.
e- Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) bendinde bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (c) bendinde bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (d) bendinde eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (d) bendinde bulunan miktar, (c) bendinde bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (b) bendinde bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (d) bendinde bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece tesbit edilecek miktara hükmedilecektir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davacının peşin ödemeli ortak olmadığı doğru şekilde tespit edildiği halde, yukarıda ve bozma ilamında da açıklanan ilkeler çerçevesinde ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, davacının davalı kooperatifin normal üyesi olduğu hususu gözden kaçırılarak, yazılı şekilde, eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.