19. Hukuk Dairesi 2014/1290 E. , 2014/4136 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/414-2013/272
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine Aydın 2. İcra Müdürü"nün 2009/8004 E. sayılı icra dosyası ile 165,000 TL bedelli bonoya dayanarak takibe giriştiğini, daha önce müvekkilinin yanında çalışan dava dışı S..Ş.."ya verilen boş senetlerden birisinin hileli yollarla davalının eline geçtiğini, davalının ortağı ve tetikçisi olan dava dışı E.. C.."in açığa imzalı boş senet fotokopisinin üzerine tehdit teşkil eden sözler yazarak müvekkiline verdiğini, dava konusu senedin sahte olduğunu, müvekkilinin davalı ile ticari ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle 125,000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; davacının takibe konu kambiyo senedi ile borçlu olmadığını iddia etmesi üzerine davalının taraflar arasında tarım ürünleri alım satımı nedeniyle borç doğduğunu ve dava konusu bononun düzenlendiğini savunduğu, davalı yanın satım ilişkisini illet göstermesi sebebiyle kambiyo senedi özelliğini yitirdiği, her ne kadar senetdeki imza davacıya ait ise de imzalı olan belgenin davacının isteği dışında doldurularak tedavüle konulduğu, iddianın Kuyucak Sulh Ceza Mahkemesinin kesinleşen 2010/25 E. 2012/106 K. sayılı ilamı ile de doğrulandığı davalının savunmasına konu alım satım ilişkisini destekleyen hiçbir delilin bulunmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne icra takibine konu 15.10.2001 tanzim 15.10.2006 vade tarihli 16.500,00 TL bedelli senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, asıl alacağın %40"ı oranındaki tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava; bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu bonoda davacı keşideci davalı ise lehdar durumunda olup senedin düzenlenme sebebi bölümünde herhangi bir kayıt mevcut değildir.
Davacı, senedin boş olarak verildiğini ve davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı halde lehdar hanesine davalının ismi yazılarak doldurulup takibe konulduğunu ileri sürmüş, davalı ise senedin kambiyo senedi olup sebepten mücerret olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 778/2/f ve 680. Maddeleri uyarınca açığa bono düzenlenmesi mümkün olup bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu yolundaki iddianın davacı keşideci tarafından yazılı delille kanıtlanması gerekmektedir.
Dava konusu senedin veriliş nedeni bölümü boş olduğundan davalının ceza soruşturması sırasındaki beyanları delil olarak değerlendirilemeyeceği gibi senedin hüküm ve kuvvetini de ortadan kaldırmaz. Bu nedenle yerel mahkemenin davalının bu beyanları karşısında senedin kambiyo senedi niteliğini yitirdiği yolundaki gerekçesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Öte yandan yerel mahkeme gerekçesine dayanak yapılan Sulh Ceza Mahkemesi kararı dava dışı E.. C.. hakkında tehdit suçu ile ilgili olup niteliği ve içeriği itibariyle bu davanın
sonucunu etkileyecek bir karar değildir. Davalı A.. G.. hakkında "resmi belgede sahtecilik suçundan” kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ve bu karara yönelik itirazın reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Kaldı ki, davacı da 15.06.2009 tarihli C. Savcılığında verdiği ifade de “A.. G.."a ise tohumluk buğday borcum vardır.” demek sureti ile davalıya borçlu olduğunu ikrar etmiştir.
Bu durumda mahkemece somut olay bakımından ispat külfeti davacıda olup davacının, boş olarak verilen dava konusu senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yolundaki iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı ve bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.