11. Hukuk Dairesi 2015/10965 E. , 2016/6343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/06/2015 tarih ve 2014/462-2015/201 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ... ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının 23.06.2012 tarihinde 37.sınıftaki hizmetleri içeren "..." ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun Resmî Marka Bülteni"nde ilânı üzerine tanınmışlık ve iltibas vakıalarına dayanılarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek itirazlarının reddine dair YİDK kararının iptaline, davalı adına tescil olunan markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; "..." ibareli marka ile davacının "..." ibareli markaları arasında 37.sınıf hizmetler itibariyle ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal bir benzerlik bulunmadığını ve KHK 8/1-b maddesi ve 8/4. maddesi gereği davalının marka tesciline engel olunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, usulüne uygun tebligatlara rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı markasının 37 sınıfta bir kısım emtia yönünden “Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri.” söz konusu mal ve hizmet sınıfı ile davacının markalarının tescil sınıflarının aynı/benzer olmadığı, bu nedenle KHK 8/1-b maddesi uyarınca iltibas oluşturmayacağı, ancak davacının ... ibareli tanınmış markaların sahibi olarak KHK 8/4. maddesi gereğince de davalının marka başvurusuna itiraz ettiği, davalının başvuruya konu markası ile davacının tanınmışlığından istifade ederek toplumun dikkatini çekeceği ve onun temsil ettiği imaj ve güveni hiçbir masraf ve çaba harcamadan kendi markasını taşıyan ürünlere devrini sağlayacağı, diğer yandan davacı ile aynı kalitede hizmet sunamaması durumunda tüketicilerin bunun sonuçlarını davacı markalarına mâl edeceği, bu şekilde davacı markasının giderek sıradanlaşacağı, ayırt edici gücünun ve etkileme alanının zayıflayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile ... YİDK"nın 2014/M-11865 sayılı kararının, davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline, davalı başvurusu marka olarak tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, YİDK kararının iptali ile davalı şirket tarafından tescili istenen “...” ibareli marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davalı markasının 37. sınıfta “temizlik hizmetleri, dezenfeksiyon hizmetleri, haşere ilaçlama hizmetleri, temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri, gemi inşaatı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri, madencilik, maden çıkarma hizmetleri.” alt sınıfları yönünden davacı markası ile aralarında ayniyet/benzerlik olmasa da, davacı markasının tanınmış marka olduğundan bahisle 556 Sayılı KHK"nin 8/4 madde hükmü uyarınca, haksız yararlanma, ayırt ediciliğinin zedelenmesi ve itibarına zarar vermesi olasılığının mevcut olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ... YİDK’in 2014-M-11865 sayılı kararının davacının itirazlarının reddi yönünden iptaline karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalıya ait “...” markasının farklı sınıflardaki kullanımının davacının tanınmış markasından haksız yararlanma sayılıp sayılamayacağı ve bu markanın itibarını zedeleyip zedelemeyeceğine ilişkindir. Tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yarar sağlamaktan kast edilen; tanınmış markanın tüketiciler nezdinde sahip olduğu olumlu imajın hukuka aykırı bir şekilde diğer markaya aktarılmasıdır. Bu yolla tanınmış markanın reklâm değeri ve şöhreti sömürülmekte, tescilli markanın itibarından dolayı haksız avantaj elde edilmektedir (556 sayılı KHK madde 9/1-c). Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi hali ise, doktrinde lekeleme (tarnishment) olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda, marka itibarı zarar görecek şekilde küçültücü, imaj zedeleyici bir mal veya hizmet için kullanılmaktadır Ayrıca 556 sayılı KHK 8/4 maddesinde sayılan tanınmış markadan haksız yararlanma halleri, her somut olayın özelliklerine, markanın ne kadar tanınmış olduğuna, tanınmış markanın ayırt edicilik derecesinin ne derecede yüksek olduğuna, her iki tarafa ait markanın birebir aynı olup olmamasına, farklı sınıftaki mal veya hizmetin tanınmış markanın asıl olarak kullanıldığı sektör veya sektörlerden mal ve/veya hizmetlerden ne derece uzak ya da yakın, ne derece farklı olduğuna göre değerlendirilmelidir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa gelince; davacının “...” ibareli, 3.5.9.12.16.24.25.27.29.30.31.32.33.34.35.41. sınıf ürün ve hizmetleri içeren tanınmış markaların olduğu, dava konusu “...” ibareli marka başvurusunun ise ...-YİDK kararı ile 37. sınıfta “temizlik hizmetleri, dezenfeksiyon hizmetleri, haşere ilaçlama hizmetleri, temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri, gemi inşaatı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri, madencilik, maden çıkarma hizmetleri.” bakımından tescil işlemlerine devamına karar verilmiştir. Bu sınıflandırma itibariyle davacıya ait tanınmış “...” markasının kapsadığı ev tekstili emtiası “günlük kişisel ihtiyaç ve bakım ürünlerinin” dahil olduğu tüketim sektörüne ait olmasına karşın, dava konusu “...” marka başvurusunun üzerinde kullanılacağı ürünler “hijyen sağlayan kimyasal ürünler ve bakım onarım hizmetleri”dir. Her iki markanın kullanılacağı ürünlerin birbirinden çok farklı sektörlere dâhil oldukları nazara alındığında, davalı markasını taşıyan ürünlerin tercihinde davacı markasının tanınmışlığının etkili olacağından ve bu durumun da davacı markasının olumlu imajından hukuka aykırı şekilde haksız bir yarar sağlanacağından söz edilemeyecektir. 556 sayılı KHK 8/4.maddesindeki hallerin varlığı için, tanınmış markanın aynısı ya da benzerinin farklı grup mal ve hizmetler üzerinde kullanılması nedeniyle söz konusu mal veya hizmetlerin ortalama tüketicinin bu marka ile tanımış marka arasında bir bağlantı kurması ve bu bağlantının yaratacağı olumlu izlenim ve çağrışımla satın alma tercihlerine yön verilmesi suretiyle tanınmış markadan haksız yararlanma sonucuna yol açılması gereklidir. Bu ilkeler HGK"nın 02.04.2014 tarih 656/427 kararında da açıklanmıştır.
Bu durumda, 556 sayılı KHK’nin 8/4.maddesinde tescil engeli olarak düzenlenmiş bulunan koşulların somut olayda bulunup bulunmadığının yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler esas alınarak değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.