11. Hukuk Dairesi 2020/1539 E. , 2021/882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 17.07.2018 tarih ve 2015/372 E. - 2018/485 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 19.12.2019 tarih ve 2018/1951 E. - 2019/1594 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 2007 yılında ...isimli arkadaşı aracılığı ile İstanbul"da iş başvurusunda bulunduğunu, kendisine maaşlı ve sigortalı bir iş vadedildiğini, ... ve ... adlı kişilerin davacıya yardımcı olarak kendisini şirket adresine götürdüğünü, davacının şirkette çay temizlik ve büro işleri yapmak üzere çalışmaya başladığını, yaklaşık 2 ay sonra şirket yetkilisi olarak tanıdığı ..."in Yapı Kredi Bankasına davacı adına havale geldiğini ve bankadan parayı çekmesini söylediğini, davacının bankaya gittiğinde göz altına alındığını, hakkında çok sayıda ceza davası açıldığını, ilk okul mezunu olan davacının saflığından faydalanılarak sahte belgeler ile şirket ortağı yapıldığının anlaşıldığını, davacı adına borçlanıldığı ve yasa dışı işler yapılmış olduğunu, hiç bir zaman şirket kurmadığını, şirket ortağı olmadığını, işe girerken kendisine bir takım belgeler imzalattırıldığını, yine davacının sigorta işlemleri için olduğuna inanarak noterde de belge imzaladığını, davacının adı geçen şirketin ortağı ve müdürü olmadığını, sadece 2 ay kadar çalışmış olduğunu belirterek davacının davalı şirket ile bir ortaklık ilişkisinin ve şirket müdürü olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsil kayyımı, cevap dilekçesinde özetle; Ticari Sicil Gazetelerinde görüleceği üzere davacı ... Kürün"ün şirket ortaklığını noter kanalı ile aldığını, bu çerçevede HMK"nın 204. maddesine göre noter senetlerinin sahteliği ispat edilmedikçe kesin delil niteliğinde olduğunu, davacının noter senedinin sahteliği konusunda bir iddia ve delilinin bulunmaması ve noter senedinin kesin delil niteliği dikkate alındığında açılan davanın yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalı şirkete ait sicil kayıtları asıllarının yangın nedeni ile Ticari Sicil Müdürlüğü"nden temin edilemediği, davacının davalı şirketin bir kısım hissesinin kendisine devrine ilişkin noterlik belgesi yönünden dava dilekçesinde sigorta işlemleri için olduğuna inanarak noterde imza attığını ileri sürdüğü, davacının isticvap beyanınında dava dilekçesindeki bu beyanını teyit ettiği, bu kapsamda hisse devir sözleşmesindeki imzaya bir itirazın söz konusu olmadığı, davacı iradesinin fesada uğratıldığı iddia edilmekle bu yönde dosya kapsamına herhangi bir delil sunulmadığı, davacının iradesi sakatlanarak şirkete ortak yapıldığı iddiası kapsamında bir ceza soruşturması veyahut bu yönde şikayet başvurusunda bulunulmadığının anlaşıldığı, davacı hakkında açılmış olan ceza davalarının celb olunan örneklerinin tetkikinde davacının iradesinin fesata uğratılarak şirket ortağı ve yetkilisi yapıldığına yönelik maddi bir belirlemenin söz konusu olmadığı gerekçesiyle, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/02/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.