15. Ceza Dairesi 2017/34785 E. , 2018/63 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sırasında, sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun"un 158/1-l bendi kapsamında kalabileceği ve bu durumda yargılama yapma görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair Gaziosmanpaşa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.03.2017 tarihli ve 2016/382 esas, 2017/175 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne, görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.04.2017 tarihli ve 2017/349 değişik iş sayılı kararı aleyhine, yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26.09.2017 gün ve 94660652-105-34-8776-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.10.2017 gün ve 2017/55909 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 19.06.2017 tarihli ve 2017/17375 esas, 2017/15728 sayılı ilamında, "...20.01.2015 tarihli iddianamede, şüphelinin kendisini polis olarak tanıtmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edilmesi karşısında; eyleminin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 14. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK"nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu, bozmayı gerektirmiş..." şeklinde belirtildiği,
Somut olayda, sanığın kendisini polis memuru olarak tanıtarak, müştekinin hattının terör örgütünün eline geçtiğini söyleyip gerekli işlemlerin yapılabilmesi için müştekiden para istediği, müştekinin de söz konusu parayı göndermesi şeklinde gelişen eyleminin 5237 sayılı Kanun"un 158/1-l bendinde "Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle" şeklinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği, bu eylemi yargılama görevinin de 5235 sayılı Kanun’un 12. maddesi gereğince Ağır Ceza Mahkemesine ait olacağı ve delillerin takdiri ile değerlendirilmesinin üst dereceli mahkemeye ait olduğu hususları dikkate alınmaksızın, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olmasında isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK’nın 7. maddesinde; “Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hâkim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür” denilmek suretiyle görevsiz mahkemenin yaptığı işlemlerin hukuksal niteliği kesin olarak belirlenmiş olup, görevsiz bir mahkemenin davaya bakmış olması da aynı kanunun 289/1-d. maddesinde hukuka kesin aykırılık nedenleri arasında sayılmıştır. 26.10.1932 gün ve 29-32 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da kanuna aykırılık halleri esasa etkili usul hataları arasında gösterilmiştir. İncelemeye konu olayda da sanığın eylemi, suç tarihinden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamına alınmış olduğundan, 5235 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca bu suçlardan açılan kamu davaları ağır ceza mahkemelerinde görülecektir. Bundan dolayıdır ki asliye ceza mahkemesinin, ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçun unsurları ile delilleri tartışması mümkün değildir. Nitekim, görev kamu düzeniyle ilgili olup değiştirilemeyecektir. Üst dereceli mahkemede yargılanmak sanık için teminattır. Bu yüzden suç tarihi itibariyle uzlaştırma hükümlerinin uygulanabileceği de dikkate alınarak, delillerin değerlendirilip, sanığın hukuki durumunun lehe kanun hükümlerince belirlenmesi hususlarının ağır ceza mahkemesine ait olması karşısında, Gaziosmanpaşa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.03.2017 tarih ve 2016/382-2017/175 sayılı görevsizlik kararına yönelik yapılan itirazın reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kesin olarak verilen, 25.04.2017 tarih ve 2017/349 değişik iş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 08.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.