14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/4902 Karar No: 2010/5603 Karar Tarihi: 13.05.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/4902 Esas 2010/5603 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/4902 E. , 2010/5603 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.08.2007 gününde verilen dilekçe ile ve birleşen davada tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın birleşen dava davalısı bakımından kabulüne dair verilen 25.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... ... vekili ile birleşen dava davalısı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenicinin temliki işlemi nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı arsa sahipleri yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Davalı yükleniciler savunmada bulunmamıştır. Birleşen davanın davalısı ... iyiniyetli kayıt maliki olduğunu davanın reddi gerekeceğini belirtmiştir. Mahkemece kayıt maliki davalı mülkiyeti kötü niyetle kazandığından bahisle dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı arsa sahipleri ve birleşen davanın davalısı ... temyiz etmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri yükleniciye kişisel hak sağlar. Yüklenici inşaat yapımı sebebi ile kazanacağı kişisel hakkını arsa sahibinden doğrudan isteyebileceği gibi bu hakkı işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça veya sözleşmeyle yasaklanmadıkça Borçlar Kanununun 162. maddesinden yararlanarak üçüncü kişilere devredebilir. Gerek yüklenici veya yüklenicinin kazandığı kişisel hak temlik edilmişse üçüncü kişi şahsi hakkın sonuçlarından yararlanabilmek için arsa sahiplerine karşı öncelikli edimi olan inşaat yapım işini yerine getirmelidir. Zira, Borçlar Kanununun 81. maddesine göre öncelikli edim yerine getirilmemişse arsa sahiplerinin karşı edimi olan arsa payının devri onlardan istenemez. Kaldı ki arsa sahipleri temlik işleminden haberdar olduğu zaman Borçlar Kanununun 167. maddesinden yararlanarak yükleniciye karşı ileri sürebilecekleri def’i ve itirazları temellük eden kişiye karşı da ileri sürer hale gelir. Bu genel anlatımlardan sonra somut olaya gelince; Davalılar arasındaki 27.03.2001 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin 08.08.2007 tarihinde feshedildiği ve feshin geriye etkili yapıldığı görülmektedir. Gerçekten, fesih sonuçlarını ileriye etkili yapılmamışsa kural olarak geriye etkili meydana getirir. Geriye etkili fesihte taraflar sözleşme hiç yapılmamış gibi sözleşmenin yapıldığı tarihteki mal varlığı durumuna geleceklerinden ne yüklenici ne de onun temlik işleminde bulunduğu üçüncü kişi feshedilen sözleşmeye dayanarak bir bakıma sözleşmenin bedeli olan arsa payının devrini arsa sahiplerinden talep edemez. Bu gibi durumlarda ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak arsa sahiplerinin malvarlıklarında yaratılan artı değerlerin para olarak iadesi istenebilir. Mahkemece sözleşmenin 08.08.2007 tarihinde feshedildiği gözden kaçırılarak çekişme konusu bağımsız bölümün davacı adına tescil edilmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden özellikle bilirkişilerin 30.06.2008 tarihli raporlarından yapının getirildiği fiziki seviyenin % 60 olduğu anlaşılmaktadır. Bu seviye itibariyle yüklenicinin inşaat yapım borcunu yerine getirdiği düşünülemeyeceğinden dahi davanın reddi gerekir. Mahkemece bu hususunda gözden kaçırılması yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Karar açıklanan bütün bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın iadesine, 13.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.