Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2854
Karar No: 2014/3333
Karar Tarihi: 25.02.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/2854 Esas 2014/3333 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/2854 E.  ,  2014/3333 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 20/01/2011
    NUMARASI : 2007/230-2011/9

    M.. A.. ve müşterekleri ile Hazine ve Ortanca Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 20.01.2011 gün ve 230/9 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar; dava dilekçesinde sınırlarını gösterdikleri 18000 m2"lik alanın murislerinden intikal ettiğini, 40 yılı aşkın süredir taşınmazı malik sıfatı ile zilyetliklerinde bulundurduklarını, ancak kadastro çalışmaları sırasında mera olarak tespit edildiğini açıklayarak dava konusu yerin adlarına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Davalı Hazine vekili;dava konusu yerin zilyetlikle kazanılamayacağını, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Davalı Ortanca Köy Tüzelkişiliği, usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine karşın yargılama oturumlarına katılmamış ve cevap da vermemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulü ile 10.07.2009 tarihli fen bilirkişisinin rapor ve ekli krokisinde (K) harfiyle gösterilen 18.000 m2"lik kısmın ifrazı ile bu kısımda mera kaydının iptali ile 1/3"er hisse ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK"nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir. Dava dilekçesinde mevki ve sınırları bildirilen taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakıldığı aynı yıl “mera” vasfı ile sınırlandırıldığı ve nolu mera parselinin 101 ada nolu parsel olarak belirlendiği görülmüştür. Bir yerin, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tapu siciline tescil edilebilmesi için özel mülkiyete elverişli yerlerden olması gerekir. 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 3/d maddesinde, meralar, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerler olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun"un 4. maddesi, meraların özel mülkiyete geçirilemeyeceğini, amaçları dışında kullanılamayacağını, kazandırıcı zamanaşımının uygulanamayacağını ve sınırlarının daraltılamayacağını düzenlemiştir. Böyle yerlerin mera niteliği kanunlarda belirtilen yetkili organlarca değiştirilmedikçe özel mülkiyete konu olamaz ve tapu siciline tescil edilemez. Dava konusu taşınmazın öncesinin mera niteliğindeki yerlerden olup olmadığı hususunun araştırılması gerekmektedir. Bir yerin öncesinin veya şimdiki durumunun tahsisli veya kadim meralardan olup olmadığı ayrı usul ve şekilde araştırılmaya tabidir. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu halde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar. HGK"nun 30.10.1991 tarih 1991/8-427-544 ve 3.5.1995 tarih ve 1995/17-149-502 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, bir yerin yetkili merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi, zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Öncesi mera niteliğinde olmayan yerlerin, yetkili merci tarafından mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda, mera olarak tahsisin yapıldığı tarihe kadar kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Gerçek kişinin zilyetliğinin, mera tahsisinin yapılmasıyla kesintiye uğradığı kabul edilmelidir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de, kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise, hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Kadim meralardaki zilyetlik süresi neye ulaşılırsa ulaşsın kazanılmazlar. O halde Mahkemece yapılacak iş: çekişme konusu taşınmazın, tahsisli veya kadim mera olup olmadığının yöntemine uygun olarak araştırılması ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi amacıyla taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının Özel İdare Müdürlüğü ile Tarım Müdürlüğü"nden sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp, nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa Bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmelidir.
    Ayrıca; Mahkemece keşif ara kararı usul ve kanuna uygun verilmediği gibi keşifte yerel bilirkişilerin beyanlarının ortak alınması, resen mera tespit bilirkişisi dinlenmesi doğru bulunmamaktadır. Şöyle ki; HMK"nun 25/2. maddesine göre, "Kanunla belirtilen durumlar dışında, hakim, kendiliğinden delil toplayamaz." genel Mahkemelerden olan Asliye Hukuk Mahkemesi"nde mera tespiti sırasında dinlenen bilirkişilerinin taraflarca talep edilmeden ve mahkemenin sıfatı da dikkate alınmadan Mahkemece res’en dinlenilmiş olması doğru olmamıştır. Öte yandan; Mahkemece, keşif sırasında, üç yerel bilirkişinin birlikte dinlenmeleri de usul ve yasaya aykırıdır. Bilindiği üzere tanıklar hakkındaki hükümler aynı zamanda yerel bilirkişiler hakkında da uygulanır. Bu nedenle, HMK"nun 261. maddesi gereğince tanıklar gibi yerel bilirkişilerinde ayrı ayrı huzura alınıp dinlenmeleri gerekmektedir. Ayrıca, davacıların 03.07.2008 tarihli tanık listesinde bildirdikleri tanıkları Vahdettin İlci"nin dinlenmesinden vazgeçtiğine dair beyanı olmadığı halde keşifte veya oturumlarda dinlenmemiştir.
    Bundan ayrı; bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Mahkemece, nizalı taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin tespiti bakımından hava fotoğrafı uygulaması yapılmış ise de, incelenen 1958 ve 2001 tarihli hava fotoğrafları hüküm kurmak için elverişli değildir. Hava fotoğraflarının en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1987 – 1997 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı"ndan aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotoğrametrik paftaların Kadastro İl Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulması, jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendislerinden oluşacak üç kişilik bilirkişi kurulu ile yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte uygulanması, komşu köylerden belirlenmiş yerel bilirkişi ve tanıkların HMK"nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, varsa norm kararları ile mera haritası teknik yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla keşifte uygulanmalı, dava konusu taşınmazın tahsisli mera ve kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı, mera niteliğinde olmayıp imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde hangi tarihte kim tarafından ne şekilde imar-ihyasına başlandığı, imar ihyanın hangi tarihte bittiği, tarımsal amaçlı zilyetliğinin hangi tarihte başladığı ve dava tarihine kadar kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulmalı, davacıların hava fotoğrafları ile paftalarının çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu, uzman bilirkişilerden Yargıtay ve tarafların denetimine açık, gerekçeli, karşılaştırmalı rapor istenmesi gerekmektedir. HUMK"nun 366. (HMK.m.290/2). maddesi uyarınca bilirkişi olarak tayin edilecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresini gösterir biçimde yakın plan ve panoramik renkli fotoğrafları çektirilerek Mahkeme Hakimi"nce onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, fotoğraflar üzerinde teknik bilirkişice yerin işaretlenmesi gerekmektedir. Saptanacak niteliğe göre, yukarıda açıklanan hususlarda düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi