İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ... Kadastro Mahkemesi


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 201 ada 9 parsel sayılı 1.493.751,01 m2 yüzölçümündeki taşınmaz senetsizden ham toprak vasfıyla ... ... adına tespit edilmiştir.
Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmıştır.
... ... taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya harçlı katılmıştır.
Mahkemece, yapılan keşifte davacının dava ettiği yerin ... köyü 201 ada 9 parsel sayılı taşınmaz olduğu belirlendikten sonra davacı gerçek kişinin davasının reddine, müdahil ... ... davasının kabulü ile ... köyü 116 ada 2 parsel nolu, ... ... adına ham toprak vasfıyla tesbiti yapılan taşınmazın kadastro tesbitinin iptaline, orman vasfıyla aynı ada ve parsel numarası ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 11.09.2014 tarih ve .../... E. - .../... K. sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece ... köyü 116 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; verilen karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davacı her ne kadar dava dilekçesinde ... Köyü 116 ada 2 sayılı parseli dava ettiğini belirtmiş ise de, mahkemece yapılan keşifte dava konusu edilen yerin komşu köy olan ... köyü 201 ada 9 parsel sayılı, yine ... adına ham toprak olarak tesbit edilen taşınmaz içindeki (A) harfi ile gösterilen alan olduğu belirlendiğine göre davacının davasının bu parsele yönelik olduğunun kabulü zorunludur. Dolayısıyla ... köyü 116 ada 2 sayılı parsele yönelik yürüyen bir dava bulunmamaktadır. ... ... katılımını da dava konusu olan ... köyü 201 ada 9 sayılı parsele yönelik olarak kabul etmek gerekmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu olduğu belirlenen ... köyü 201 ada 9 sayılı parselin kadastro tutanağı davalı hale getirilerek bu parsel hakkında hüküm kurulup dava konusu olmadığı belirlenen Kayalıpınar köyü 116 ada 2 sayılı parselin kadastro tutanak aslının olağan yollardan kesinleştirme işlemlerinin yapılması için ilgili müdürlüğe gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyünde kain 201 ada 9 numaralı parsel içerisinde kalan fen bilirkişisi ... ... ... 30.09.2013 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 18565,89 m2"lik kısma ilişkin kadastro tespitinin iptali ile bu kısmın bağ vasfı ile aynı ada içerisinde son parsel numarası ile ölü olan davacı ... ..."un mirasçıları adına miras payları oranında tespit ve tesciline, dava konusu 201 ada 9 numaralı parselin geriye kalan kısmı olan Fen bilirkişisi ... ... ... 11.02.2015 tarihli ek krokili raporunda (B) harfi ile gösterilen 1475185,12 m2"lik kısmının ise ham toprak vasfı ile ... ... adına tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan ve 24.07.2008 – 22.08.2008 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkarılarak kesinleşen orman sınırlandırılması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi heyeti tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 17/03/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.