Esas No: 2015/8537
Karar No: 2016/6496
Karar Tarihi: 01.11.2016
Resmi belgede sahtecilik - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8537 Esas 2016/6496 Karar Sayılı İlamı
21. Ceza Dairesi 2015/8537 E. , 2016/6496 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma
HÜKÜM : Mahkumiyet
1. Sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen hükme yönelik incelemede;
Sanık ...’un, ... adına düzenlenmiş, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan sahte nüfus cüzdanını kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; suça konu belge aslına ulaşılamaması karşısında aslı ele geçirilemeyen belge üzerinde yapılan sahteciliğin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığı tespit edilemeyeceğinden sanığın unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
II. Sanık hakkında "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" ve "trafik güvenliğini tehlikeye sokma" suçlarından verilen hükme yönelik incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1- Sanığın 1.16 promil alkollü iken sevk ve idaresindeki araçla kaza yaptığı olayla ilgili yapılan soruşturmada ..."ın kimlik bilgilerini beyan etmekten ibaret eyleminde 5237 sayılı TCK’nın 267/2. maddesinin yasal şartlarının oluşmadığı gözetilmeden verilen cezanın bu madde uyarınca artırılması,
2- 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK’nın “adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak; Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan “sanığın şahsi ve sosyal durumu, suçun işleniş şekli itibariyle” denilerek alt sınırdan hüküm kurulurken, aynı gerekçelerle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan temel ceza uygulanırken alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi suretiyle çelişki yaratılması ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilerek yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle hüküm kurulması,
3- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması ve hükümde açıkça gösterilmesi gerektiğinden, adli sicil kaydında yer alan ve daha ağır bir cezayı içeren, İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/192-611 esas-karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
4- T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK.nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı İptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından 1412 sayılı CMUK"nun 326/son ve 5275 sayılı Yasa"nın 108/2. maddeleri gereğince koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin, hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesine, 01.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.