11. Hukuk Dairesi 2015/11487 E. , 2016/6313 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/06/2015 tarih ve 2014/459-2015/531 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 07.01.2014 tarihinde ... Havalimanından ... Havalimanına yapılacak aktarmalı uçuş için davalı şirketten 19.12.2013 tarihinde 1.628 SEK ücret karşılığında uçuş bileti satın aldığını, uçuş öncesi müvekkilinin online bilet satış sayfasında ... uçuşunun gözükmediğini tespit etmesi üzerine davalı şirketle yaptığı görüşmelerde müvekkiline uçuşta herhangi bir sorun olmadığı ve belirtildiği tarihte uçacağı bilgisinin verildiğini, 07.01.2014 tarihinde müvekkilinin havalimanına gittiğinde uçuş listesinde isminin yer almadığı ve uçağın dolu olduğu belirtilerek uçağa kabul edilmeyerek mağdur edildiğini, dilini bilmediği yabancı bir ülkede müvekkilinin mahsur kaldığını, davalı şirketin hiçbir biriminin yaklaşık 10 saat boyuncu müvekkili ile iletişime geçmeyerek Havayolu ile Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmeliğe açıkça aykırı hareket ettiklerini, müvekkili ve yakınlarının vermiş olduğu uzun ve zahmetli uğraşlar sonucu, müvekkilinin seyahatini 2 gün gecikmeli olarak ancak 09.01.2014 tarihinde gerçekleştirebildiğini, ayrıca bagaj hakkı yönünden de davalı şirketin bilgilendirme yükümlülüğüne uygun davranmaması sebebiyle müvekkilinin maddi manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 1.805 TL maddi 20.000 TL manevi tazminatın 07.01.2014 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının mağduriyet yaşadığını iddia ettiği uçuş seferinin ... havayollarınca icra edilen bir uçuş olup mevcut ... anlaşması kapsamında müvekkili şirketin bilet sattığını, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin ... havayollarınca ilgili sefer için verilen koltuk sayısı oranında satış yaptığını, ilgili havayolunun satış sistemlerinde müvekkili ortaklığa ayrılan ücret sınıfında yer kalmadığı bilgisi iki havayolunun kullandığı elektronik posta sistemlerindeki aksaklık sebebiyle müvekkili ortaklık kayıtlarına geç intikal ettiğini, ..."ın müvekkili ortaklık yolcusu olan davacının durumu hakkında bilgi vermesi gerekirken bu hususu ihmal ettiğini, müvekkilinin mağduriyeti önlemek yönündeki gayretine rağmen kontrolü dışında gerçekleşen bir gecikme mevcut ise bu gecikmenin evi Lulea"da olan
davacı nezdinde ruhsal çöküntü yaratacak ve istenen ölçülerde bir manevi tazminata hükmedilmesini gerektirecek boyutta bir aksaklık yaşanmadığını, manevi tazminat şartlarının da oluşmadığını, davacının uçuşunun temin edilememesinin müvekkilinin kontrolünde olmadığını, davacının maddi tazminat taleplerinin belgelendirilmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Mahkemece,iddia, savunma, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının taahhüt edilen 07.01.2014 tarihinden 2 gün sonra 09.01.2014 tarihinde taşımasının gerçekleştirildiği, bu nedenle davacının AB Yönergesi uyarınca çıkarılan ve 01.01.2012 tarihi itibariyle yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri gereği 400-Euro karşılığı 1.188,40 TL zarardan bağımsız ceza nitelikli tazminata hak kazandığı, davalının ayrıca tüm taşıma süreci için 20 kg serbest bagaj taahhüdüne karşın davalının ifa yardımcısı konumunda müteselsil taşımada birinci taşıyıcı olan ... firması tarafından 350-SEK tahsil edildiği ve bunun da davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği, ödeme tarihi kurlarından bunun 117,52 TL olduğu böylece davacının toplam maddi tazminat talebinin 1.305,92 TL miktarında hesaplandığı, davacının doluluk gerekçesiyle taşımaya alınmaması nedeniyle iki gün gecikmeli olarak taşınmasının kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği, zira davacının ...te yalnız başına kalmadığı, gelini olan ve tanık olarak dinlenen ..."un yanında olduğu, iki gün gecikmeden dolayı telafisi mümkün olmayan özel bir olayı da kaçırmış olmadığı, manevi tazminat koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, havayolu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının “...” uygulaması nedeniyle müvekkillerinin uçağa alınmadığını, bu nedenle bir süre havalimanında bekledikten sonra havaalanından ayrıldığını, 2 gün boyunca bilmediği bir ülkede mahsur kaldığını bildirerek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacının, davalının fazladan bilet satması nedeniyle uçağa alınmadığı hususu dosya kapsamı itibari ile çekişmesizdir. Somut olayda, üzerinde durulup, tartışılması gereken husus, davalı havayolu şirketinin fazla bilet satışı nedeniyle uçağa alınmayan yolcuların manevi tazminat talebinde bulunup bulunamayacakları üzerinde toplanmaktadır.
Havayolu şirketlerinin maliyeti azaltmak ve kar elde edebilmek amacı ile istatistik yardımı ile yaptıkları hesaplamalar ışığında, bilet alıp uçağa binmeyen yolcuların oranı dikkate alınmak suretiyle fazladan bilet satışı yaptıkları, bu doğrultuda zaman zaman fazladan satılan biletler nedeniyle bazı yolcu ya da yolcuların uçakta yer kalmaması sebebiyle uçağa alınamadıkları bilinen bir olgudur. Uygulamada “...” adı verilen fazladan satış nedeniyle, uçağa alınmayan bazı yolcuların mağduriyeti gündeme gelebilmekte, bu mağduriyet manevi zarar boyutuna ulaşabilmekte ve bunun sonucunda manevi tazminata hükmedilmesi gündeme gelebilmektedir.
Manevi zarar, kişinin duygusal dengesini bozan, yaşama sevincini, yaşama keyfini azaltan, panik, korku, dehşet, yas, öfke, iğrenme, elem, küçük düşme, utanç duyma, moralsizlik, tedirginlik, ümitsizlik, yalnızlık hissi, aşağılık hissi, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygular, sarsıntılar veya fiziksel acılar olarak tanımlanabilir (Sözleşmeye Aykırılıktan Doğan Manevi Tazminat,..., İstanbul 2008, s. 184 vd.)
Somut olayda, önceden alınan havayolu yolcu taşıma biletleri kapsamında, davacı gerekli hazırlıkları yapmak suretiyle Lulea/İsveç Havalimanına gitmiş; ancak davalının yaptığı fazla bilet satışı nedeniyle yolculuk yapmaksızın havalimanından ayrılmak durumunda kalmışdır. Her ne kadar davalı tarafça, “...” işleminin olağan bir uygulama olduğu savunmasında bulunulmuşsa da, bir takım işlem ve uygulamaların zaman içinde olağan hale gelmesi, o işlem ve uygulamanın doğru olduğu anlamına gelmeyeceği gibi kişiler üzerindeki olumsuz etkinin de ortadan kalkmasını gerektirmez. Bu hali ile yukarıda yapılan tanımdan da anlaşılacağı üzere, yolcu adaylarının üzerlerine düşen tüm edim ve özeni yerine getirmelerine karşın uçağa alınmamaları olgusu, başlı başına manevi zarara neden olabileceği gibi söz konusu uygulama, uçağa alınan ve alınmayan kişiler arasında ayrımcılığa yol açabilen ve Anayasa ile korunan eşitlik ilkesini zedeleyici bir potansiyel taşımaktadır.
Kaldı ki, davalı basiretli bir tacir gibi hareket etmek durumunda olup, havayolu taşımacılığı, başlı başına özel bir izni gerektiren, kendine has mevzuatı ve genişletilmiş sorumlulukları olan bir ticari faaliyettir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilke ve e...lar ışığında, davacının salt “...” uygulaması nedeniyle uçağa alınmamak suretiyle manevi zararının oluştuğu göz önüne alınmak ve gerekirse davalı kurumun yapmış olduğu 2 gün sonraki uçuşta yer temini gibi teklif de değerlendirilmek suretiyle davacı yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmek gerekirken, yazılı şekilde, şartları oluşmadığından bahisle ret hükmü kurulması doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.