12. Ceza Dairesi 2015/4207 E. , 2016/2772 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : 1-Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında: TCK"nın 85/1, 62, 50/1-a-4, 52, 52/4. maddeleri gereğince mahkûmiyet
2- Sanık ... hakkında: CMK"nın 223/2-c maddesi gereğince beraat
Taksirle öldürme suçundan sanık ..."in beraatine, sanıklar ..., ..., ... ve ..."nın mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile sanıklar hakkında TCK"nın 53/6. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1-Sanık ... hakkında verilen beraat kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanıklar müdafinin temyiz isteminin beraat hükmünün gerekçesine yönelik olmaması sebebiyle, temyizde hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince isteme uygun olarak REDDİNE,
2- Sanıklar ... ve ..."nın mahkûmiyetlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından TCK"nın 61/1. maddesinin (f) bendinde yer alan ""failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı"" ile (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün B-1 fıkrasındaki ""sanıkların amaç ve saiki, kast ve kusurlarının yoğunluğu"" ibaresinin çıkarılarak, yerine “sanıkların taksire dayalı kusurların ağırlığı” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Sanıklar ... ve ..."ın mahkûmiyetlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
02/09/2012 tarih saat 20:30 sıralarında sürücü ..."in sevk ve idaresindeki plakasız motosiklet ile Kapıköy istikametinden Saray istikametine doğru gece vakti, meskun mahal dışında 9,70 metre genişiliğinde, çift yönlü yolda seyri sırasında olay mahalli tren garı istasyon karşısına geldiğinde, seyrettiği yol üzerinde yolu dik kesen ve önlemsiz halde bulunan ortalama 3 metre derinliğinde, 23,60 metre eninde ve 5,60 metre, boyunda menfez çukuruna motosikleti ile düşmesi sonucu ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede aynı gün hayatını kaybettiği olayda; kazanın meydana geldiği yerde yolun 3 kilometrelik kısmının genişletilmesi işini, Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü"nden ihale ile alan şirketin sahibi ve yetkilisi olan sanık ..."nin aşamalardaki savunmasında; şantiye şefi olarak görevlendirme yaptığını beyan etmesi, diğer sanıkların da şantiye şefi olduklarını, şantiyenin güvenliğinden sorumlu bulunduklarını beyan etmeleri karşısında, yol yapım çalışmalarında usulünce şantiye şefi görevlendiren şirket sahibi ve yetkilisi sanık ..."ye kusur izafe edilemeyeceği gözetilmeden ve olay günü izinli olup düğüne gittiğini savunan sanık ..."ın izinli olup olmadığı, hangi tarihler arasında izinli olduğu, menfezin sanığın izinli bulunduğu dönem içinde onun bilgisi dışında açılıp açılmadığı araştırılarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.