8. Hukuk Dairesi 2017/12916 E. , 2019/719 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 27.02.2017 gün ve 2016/11198 Esas, 2017/2561 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı 3.kişi vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K... A R A R
Davacı 3. kişi vekili, borçlu şirkete ait iş makinelerinin haczedildiğini, iş makinelerinin 3. kişi şirketin demirbaşı olarak envantere kayıtlı olduğunu, haciz işlemini 17.08.2015 tarihinde öğrendiklerini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, haczin yapıldığına dair davacıya İİK 103. maddesi uyarınca tebliğ yapıldığını, ancak davanın süresi içerisinde açılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, borçlu şirket ile 3.kişi şirketin yetkililerinin aynı kişi olduğu, 3.kişi şirket bakımından haczin öğrenildiği tarihin, İİK 103. maddesine göre haciz bildirimi tebliğinin yapıldığı 10.07.2015 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, davanın yasal ve hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 27.2.2017 tarih 2016/ 11198 Esas, 2017/ 2561 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş; davacı 3. kişi vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, İİK 103.maddesinde ‘’Tutanak tutulurken alacaklı, borçlu veya namlarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunmazsa, bulunmayan alacaklı veya borçlu üç gün içinde tutanağı tetkik ve diyeceği varsa söylemesi için icra dairesine davet olunur. Kanunen ilavesi gereken müddetler mahfuzdur. Haciz sırasında borçlu veya alacaklı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunduğu takdirde, haciz tutanağının bir örneği bulunan şahsa verilir. Borçluya veya alacaklıya ayrıca haber verilmez.’’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, dava konusu 9.6.2015 tarihli haciz borçlu ve 3.kişinin yokluğunda yapılmış olup, borçluya haciz bildirimine ilişkin tebligatın 10.7.2015 tarihinde yapıldığı görülmektedir.
Her ne kadar Mahkemece, haciz bildiriminin tebliğ edildiği 10.7.2015 tarihine göre istihkak iddiasının yasal yedi günlük süreden yapılmadığı belirtilerek süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, İİK"nin 103. maddesi gereğince düzenlenen davetiye kağıdında, davaya konu mahcuzların haczine ilişkin bildirim ve haczin yapıldığı yere ilişkin bir bilgi yer almadığı gibi, davet kağıdının ekine haciz tutanağının bir suretinin eklendiğine dair bir bilgi de yer almamaktadır. Bu durumda, borçlunun ve davacı 3.kişinin haczi 10.7.2015 tarihinde öğrendiği kabul edilemez. Öte yandan, istihkak iddiasını daha önce ileri sürme olanağı bulamayan 3. kişi, hacizli mal hakkında, doğrudan istihkak davası açabilir. Eldeki dosyada da, 3.kişi doğrudan dava açmış olup davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek, taraf kanıtları toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup kararın bu yönden bozulması gerekirken onandığı görülmekle, karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı 3. kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 27.2.2017 tarih 2016/ 11198 Esas, 2017/ 2561 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366. ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 23.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.