15. Ceza Dairesi 2017/2851 E. , 2018/34 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılana ait işyerinde satın alma sorumlusu olarak çalıştığı sırada teslim aldığı 25.000 TL değerindeki telefonu satıp parasını uhdesinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Türk Medeni Kanun"un 950. maddesine göre; alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği, zilyetlik ve alacak ticari ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılacağı, alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olacağının hüküm altına alındığı, somut olayda ise, sanık kollukta alınan ifadesinde, söz konusu işyerinde maaş ve primle çalıştığı süre içinde işverenin kendisine prim alacağını vermediğini, 20.000 TL civarında prim alacağı olduğunu, bu nedenle telefonları satıp prim alacağını tahsil ettiğini belirttiği, katılan, soruşturma sırasında 40.000 TL civarında zararı olduğunu belirtirken, iddianamede zararın 25.000 TL olduğunun belirtildiği, daha sonra katılan tarafından verilen dilekçede de zararın 36.000 TL olduğu ifade edildiğine göre, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığa ait işyerindeki kayıt ve defterler ile sanık tarafından satılan telefonlara ait belgelerin getirtilerek incelenmesi, onaylı suretlerinin dosyaya konulması, sanığın duruşmada ayrıntılı olarak ifadesinin alınarak, prim alacağının ne kadar olduğu ve bu alacağın hangi tarihte doğduğunun sorulması, sanığın işyerinde prim karşılığı çalışıp çalışmadığı, prim alacağı olup olmadığı, bu alacağın ne kadar olduğu, işverenin sanığa böyle bir borcunun bulunup bulunmadığının araştırılması ile ilgili belgelerin dosyaya konulması, bütün delillerin toplanmasından sonra dosyanın muhasebeci bilirkişiye tevdiinin sağlanarak, işyeri zararın ne kadar olduğu ve sanığın, suç tarihi itibariyle işyerinden alacağının olup olmadığı hususlarında rapor alınması, sonucuna göre suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
b-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olan 5237 sayılı TCK’nın 53/1. fıkrasında yazılı hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 08/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.