11. Hukuk Dairesi 2015/11509 E. , 2016/6299 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.05.2015 tarih ve 2014/578-2015/427 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kullanmış ve kapatmış olduğu zirai krediler nedeniyle kendisinden kredi kullandırım, dönemsel komisyon tahsilatı adı altında toplam 2.939,75 TL kesinti yapıldığını, kredi borcunu kapattıktan sonra bankadan aldığı hesap ekstresinde kendisinden tahsil edilmiş olan haksız kesintileri gören müvekkilinin yasal ve hukuki dayanağı bulunmayan kesinti miktarlarının geri ödenmesi için davalıya başvurduğunu ancak, davalı tarafından ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, 2.939,75 TL"nin haksız kesinti tarihlerinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 3.089,82 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından kullanılan kredilerin tarımsal kredi olup, işbu krediler nedeniyle yapılan kesintilerin taraflar arasında yapılan sözleşme ve yasaya uygun olduğundan iadesi gerekmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, TMK"nın 2. m. uyarınca tüm hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceği ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanmasını yasanın korumayacağı, davalı tarafça kredinin TBK"nın yürürlüğünden önce çekilmesi nedeniyle olaya TBK hükümlerinin uygulanamayacağı savunulmuş ise de, davacı tarafından talep edilen alacağın davalı tarafından alınmasında, el konulmasında hukuken korunmaya değer herhangi bir yarar bulunmadığı, davalının kendisine tanınan hakkı kötüye kullandığı, sözleşme şartlarının taraflarca müzakere edilmediği, davalının dava konusu miktarı davacıdan tahsil etmesini gerektirir haklı bir nedenin bulunmadığı ve davacının maddi olarak zor durumda bulunmasını kötüye kullandığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 3.089,82 TL"nin, 2.939,75 TL"sinin dava tarihinden, bakiye 150,07 TL"sinin ıslah tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının kullanmış olduğu zirai (ticari) krediler nedeniyle kredi kullandırım, dönemsel komisyon tahsilatı vb. ad altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
Dava konusu kredi sözleşmeleri 6098 sayılı TBK"nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce akdedilmiş olup, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 1. maddesinde düzenlenen ""Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir."" Somut uyuşmazlıkta da sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerekirken, mahkemece, anılan husus nazara alınmaksızın, hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bu nedenle, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinde davalı banka tarafından kullandırılan kredi dolayısıyla masraf alınabileceğine dair hüküm olmakla birlikte, miktar ya da oran belirtilmediğinden, dava konusu tüm kredi sözleşmeleri ile kredi kullanımına ilişkin belgeler ekleri ile birlikte getirtilerek, kredi sözleşmesi hükümleri, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu ve ilgili yasal mevzuat çerçevesinde, davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre, bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan kredi kullandırım, dönemsel komisyon tahsilatı vb. ad altında kesilen masraf miktar ya da oranları sorulup, karşılaştırılarak, davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.