Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11410
Karar No: 2016/6298
Karar Tarihi: 08.06.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/11410 Esas 2016/6298 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/11410 E.  ,  2016/6298 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/06/2015 tarih ve 2014/1271-2015/571 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21.242 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin ... San. ve Tic. A.Ş."nin işçisi olarak çalıştığını, işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle şirket aleyhine dava açtığını ve verilen tahsil kararının kesinleştiğini, alacağın temini için şirket aleyhine takip başlatıldığını ancak, şirketin fiilen kapanmış olması, herhangi bir malvarlığının bulunmaması adına kayıtlı tek araç üzerinde hacizlerin bulunması nedeniyle alacağın tahsilinin mümkün olmadığını, şirketin 07/09/2006 tarihinden itibaren yönetim kurulunu davalıların oluşturduğunu, şirket sermayesinin artırıldığını, 05/11/2010 tarihli genel kurul toplantısında şirketin tasfiye sürecine sokulduğunu ve tasfiye memuru olarak da davalı ..."ın atandığını, anılan davalının hiçbir tasfiye işlemini yapmadığını, bu nedenle şirkete ihtar verildiğini ve tasfiye memuru kesin bilonçoyu sunmadığından şirketin münfesih durumda olduğu tespitinin yapıldığını, gerek yönetim kurulu üyesi gerekse de tasfiye memuru sıfatıyla davalıların şirket sermayesi ve öz kaynaklarını ekonomik bir biçimde kullanmadıklarını, personel ve öz varlıkları kişisel ihtiyaçlarında kullandıklarını, şirket kayıtları ve tasfiyesinin yasaya ve usule göre yapılmadığını, alacaklılardan mal kaçırmak için şirketin içinin boşaltıldığını, davalıların kusurları nedeniyle borçtan şahsen sorumlu olduklarını ileri sürerek, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, 16.624, 31 TL"nin 01/10/2012 takip tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile, alacağın Tasfiye Halinde ... San. ve Tic. A.Ş."ne verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
    Davalılar vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş, müvekkili ..."ın tasfiye işlemlerini gerçekleştirdiğini ancak, maddi sıkıntılar nedeniyle tasfiye işlemlerinin hızlı ilerleyemediğini, sermaye artışının amacının hükümetin o yıllarda tanıdığı varlık barışından yararlanmak olduğunu, davacının aynı zamanda şirket ortağı ve muhasebecisi olduğunu, davacının kötüniyetli olup, müvekkillerinin herhangi bir kusur ya da sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, zarar bakımından genel kurulca alınan ibra kararının ortakların dava açma hakkını engellemeyeceği, çünkü ortaklığın aldığı ibra kararının ancak ortaklığın kendi hakkı yönünde olduğu, yerleşmiş yargı içtihatları ve TTK hükümlerine göre tasfiye memurlarının kanuna, esas sözleşmeye, iş görme şartlarını tespit eden diğer hükümlere aykırı hareket ederek 3. şahısları veya şirket ortaklarını zarara uğratırlarsa kusursuzluklarını ispat etmedikçe bundan sorumlu olacakları, 05/11/2010 tarihli genel kurulda şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği ve tasfiye memuru olarak da davalı ..."ın seçildiği, ... Müdürlüğü"nün 15/04/2013 tarihinde tasfiye işlemi tescil edildiği halde kesin bilançonun genel kurula sunulmadığından şirketin kaydının silineceği yönünde şirkete ihtarda bulunduğu, tasfiye kararının verildiği 05/1/2010 tarihinden ihtar tarihi olan 15/04/2013 tarihine kadar geçen yaklaşık 3 yıllık sürede şirketin tasfiye işlemlerinin tamamlanmadığı, tasfiye memurunun görevini yerine getirmediği ve TTK "nın ilgili maddeleri uyarınca sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 16.624,31 TL"nin icra takip tarihi olan 01/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
    1- Davacı tarafça, anonim şirket yönetim kurulu üyesi ve davalı ... yönünden aynı zamanda tasfiye memuru olan davalıların sorumluluğuna dayalı olarak açılan işbu davada hükmedilecek tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ıslah dilekçesi ile de tasfiye halinde ... San. ve Tic. A.Ş. "ne verilmesi talep edilmiş, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde (mülga 1086 HUMK mad. 74. “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır” hükmü düzenlenmiştir.
    Somut olayda, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile, tazminatın davalılardan tahsili ile tasfiye halinde ... San. ve Tic. A.Ş. "ne ödenmesine karar verilmesini talep etmiş olması nedeniyle mahkemece, davanın bu talebe göre değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, istem dışına çıkılarak hüküm altına alınan tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi