Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/1037 Esas 2017/8082 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1037
Karar No: 2017/8082
Karar Tarihi: 25.05.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/1037 Esas 2017/8082 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/1037 E.  ,  2017/8082 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMES
    Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı vekili; boşanma davasına karşı vermiş olduğu karşı dava dilekçesinde; davalılardan kayınpederi....’ın müvekkiline takılan ziynet eşyalarını düğünden hemen sonra alarak sattığını, bedelini müvekkiline vermediğini, ziynet eşyalarının hepsinin davalılar yedinde kaldığını ileri sürerek; 30 gramlık 15 adet burma bilezik (1.200 TL), 1 adet gerdanlık (400 TL), 1 adet altın set takımı (400 TL), 1 adet altın yüzük (100 TL), 1 adet küpe’nin (100 TL) aynen iadesine, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.200 TL’nin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, cevap dilekçesinde; açılan davada yazılı bir çeyiz eşya sözleşmesi bulunmadığından açılan ziynet eşyaları bakımından müvekkili davalılardan.... tarafından öncelikle husumet yokluğundan reddine; davacının, altınları baba evine giderken yanında götürdüğünü belirterek; her iki müvekkili bakımından açılan davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiş,hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1)Boşanma davasında karşılık dava olarak açılan iş bu davada; davacı dava dilekçesinde düğünde takılan altınların elinden kayınpederi tarafından alınarak satıldığını ileri sürerek; kayınpederini de davalı olarak göstermiştir. Mahkemece her bir davalı yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
    2)Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
    Kayınpeder hakkında açılan davada çeyiz senedine dayanılmadığı, ziynet eşyalarının zorla elinden alındığı iddiasına dayanıldığı anlaşılmaktadır. Bu davalı hakkındaki davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması da doğru görülmemiştir.
    3)Bozma sebeplerine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.