11. Hukuk Dairesi 2020/627 E. , 2021/877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 17.04.2018 tarih ve 2017/174 E- 2018/117 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 11.10.2019 tarih ve 2018/1445 E- 2019/989 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Arapça orijinli bir kelime olan “Albaraka” kelimesinin Türkçe’de “Bereket” anlamına geldiğini, davalının kuruluşundan itibaren “Bereket” kelimesini kullandığını, vakıf ve şirketler kurduğunu, kelimenin 1984 yılında tescil edilen “Albaraka” ünvanı kadar yaygın kullanıldığını ve Albaraka ile özdeşleştiğini, ilk sayısı 1997’de çıkarılan ve 3 ayda bir yayınlanan, her sayıda 20.000 adet basımı yapılan “BEREKET” adında dergi çıkartıldığını, davacının “BEREKET”, “BEREKETLİ” markalarını seri halde tescil ettirdiğini, “BEREKET” markası üzerinde kazanılmış hakkının bulunduğunu, davalı şirketin 10 yıllık koruma süresinin bitimine 6 ay kala davacı banka ile de yoğun iş ilişkileri olmasına rağmen 5 yıldan fazla süredir kullanmadığı markayı kullanmaya başladığını, davacının tanınmışlığından faydalanmak için hissedarı olduğu Işık Sigorta A.Ş. ile Asya Emeklilik ve Hayat A.Ş.’nin ünvanlarını “Bereket Sigorta” olarak değiştirdiğini, davalının bu eylemlerinin davacının bilinirliğinden faydalanmak amaçlı, yasa ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu ve haksız rekabet teşkil ettiğini, “bankacılık” ve “sigortacılık” faaliyetlerinin toplum nezdinde aynı türden faaliyetlerden olduğunu, davacı şirket tarafından keşide edilen 22.03.2017 tarihli ihtarnameyle davalının ve hissedarı olduğu tüm şirketlerin “Bereket” ibaresini ticari işletme unvanı, işletme adı, marka vb. şekillerde kullanımı suretiyle haksız rekabet teşkil eden tüm eylemlerine son vermesi hususunda uyarıldığını ileri sürerek 2007/54449 sayılı “BEREKET” ibareli markanın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davaya konu markanın 10.02.2017 tarihli sözleşmeyle Halk Bankası A.Ş.’den devir alındığını, dava tarihi itibariyle markanın davalı adına tescilli olduğunu ve korumasının 11.10.2027 tarihine kadar devam ettiğini, marka lisans sözleşmesi karşılığında davalı iştiraklerinden Bereket Sigorta A.Ş. ile Bereket Emeklilik ve Hayat A.Ş. tarafından kullanılmakta olduğunu, bu şirketlerin TMSF’ye devredilen Işık Sigorta A.Ş. ve Asya Emeklilik ve Hayat A.Ş. hisselerinin 2017 yılında yapılan ihale sonucunda davalı tarafından satın alınması ve ticaret ünvanları ile ana sözleşme değişiklikleri sonucunda ticaret siciline 15.03.2017 tarihinde Bereket Sigorta A.Ş. ve 17.02.2017 tarihinde Bereket Emeklilik ve Hayat A.Ş. olarak tescil edilmesiyle faaliyetlerine başladıklarını, davacı adına tescilli olduğu iddia edilen 2008/14680 sayılı “BF BEREKET FİNANS”, 2008/56332 sayılı “BEREKETKART” marka başvurularının işbu davaya konu markaya dayalı olarak reddedildiğini, dolayısıyla davalının bu markanın varlığından 9,5 yılı aşkın süredir haberdar olmasına rağmen bu süre boyunca tescile sessiz kaldığını, açılan davanın kötüniyetli olduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 9, 26 ve geçici madde 4’ün geriye uygulanamayacağını, 5 yıllık kullanmama süresinin de yeniden başlaması gerektiğini, 20.01.2022 tarihinden önce açılan davanın mevsimsiz olduğunu, markanın bugüne kadar uyuşmazlık konusu yapılmamasının oluşturduğu güven nedeniyle davalı tarafından devralındığını, iddialarının aksine iptali talep edilen markanın davalıya devredildiği 2017 yılı Şubat ayı başından itibaren tescil amacı dâhilinde ciddi bir biçimde kullanıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı tarafından ileri sürülen, davacının markanın tesciline uzun süre sessiz kalmış olması nedeniyle iptal davası açma hakkını kaybettiği ve davanın kötü niyetli olarak açıldığı yönündeki iddialarının kabul edilebilir nitelikte olmadığı, davacı tarafından ileri sürülen, davalının “Bereket” markasını kötü niyetli olarak devraldığı ve hâkim hisse sahibi olduğu şirketlerinin unvanını kötü niyetli şekilde “Bereket” olarak değiştirdiği iddialarının somut delillerle ispatlanamadığı, “Bereket” markasının davacı tarafından uzun yıllardır kullanıldığı ve davacı kurumla özdeşleştiği iddialarının yeterli bilgi ve delille ispatlanamadığı, iptali talep edilen 2007/54449 sayılı “BEREKET” markasının tescil kapsamında bulunan “Sınıf 36: Sigorta hizmetleri” bakımından dava tarihinden önce, davalı tarafından markasal nitelikte ve ciddi biçimde kullanılmış olduğu ve bu hizmetler yönünden iptal şartlarının oluşmadığı ancak markanın “Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri” bakımından, dava tarihinden önce, davalı tarafından ciddi biçimde kullanımının ispatlanamadığı ve bu hizmetler yönünden iptal şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, 2007/54449 sayılı markanın tescil kapsamında bulunan "finansal ve parasal hizmetler, gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri, gümrük müşavirliği hizmetleri" mal ve hizmetleri bakımından kısmen hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanatına varıldığından ve Dairemiz’in 30.04.2013 tarih 2012/10228-2013/8675 sayılı kararında da belirtildiği üzere davaya konu davalı markasının aynı sınıf ve aynı alt gruptaki bir mal ve hizmette kullanılmasının tescilli olduğu aynı altgruptaki diğer mal ve hizmetler bakımından da markanın ciddi bir şekilde kullanıldığı sonucunu doğurmayacak olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin ayrı ayrı reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 04.02.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.