Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/23337
Karar No: 2017/1446
Karar Tarihi: 14.02.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/23337 Esas 2017/1446 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/23337 E.  ,  2017/1446 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 14.02.2017 Salı günü davacı vekili Av. .... geldi. Davalı ..... Şti. vekili Av. ... geldi. Davalı.... A.Ş. vekili Av. ... geldi. Davalı....... Şti. tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili, davalı.... Makina ...... Şti. vekili, davalı ... A.Ş. vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlu .... Şti.’nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla 23.11.2006 tarihli ticari işletme rehnine konu malları 26.3.2009 tarihinde davalı ... Kuru Temizleme İthalat ve İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne, anılan şirketinde 1.4.2009 tarihinde davalı .... AŞ.’ne, ... AŞ’nin de anılan malları 18.6.2009 tarihinde yurdışındaki dava dışı şirkete sattığını, borçlu şirket ile davalı.... Şti’nin ortak ve müdürlerinin kardeş olduğunu belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 169.920 TL’nin devir tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte İİK’nun 283/2 madde gereğince tazminat olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı borçlu.... Şti. temsilcisi, dava konusu malları mal kaçırma amacıyla
    satmadıklarını, satış işleminin davacının rızası ve bilgisi dahilinde yapıldığını, satış bedelinin davalı ... . ... Şti. tarafından ödenmediğinden zor durumda kaldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı. ... Şti. vekili, aciz belgesi sunulmadığını, satışın muvazaalı olmadığını, bu konuda savcılıkça yapılan soruşturma sonucu takipsizlik kararı verildiğini, şirket müdürleri olan kardeşler arasında husumet bulunduğunu, davalı borçlunun ticari işletme rehnine konu makinaları dava dışı bir şirkete sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..... AŞ. vekili, müvekkilinin iyiniyetli 4. kişi olarak 1.4.2009 tarihinde aldığı emtiayı 18.6.2009 tarihinde yurdışındaki firmaya ihraç ettiğini, davalı. ... Şti"den 410.110,55 USD’ye aldıkları emtiayı 331.272,85 Euro’ya sattıklarını, bu konuda Savcılık soruşturması sonucu takipsizlik kararı verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, dosyaya sunulan sözleşme ve demirbaş listesinde rehne konu makinelerde ayırt edici özellik olan seri numarasının yazılı olmadığı, bu hali ile tasarrufun iptali istenilen makinelerin rehinli makineler olup olmadığının ispat külfetinin davacı alacaklıya ait olduğu, ancak aynı makineler olduğunun ispatlanamadığı, davalı şirketin üretim yaptığı fabrikada ticari işletme rehni konusu olan makinelerle aynı marka ve yıla ait başka makinelerin da kurulduğu, fabrikanın kapatıldığı ve makinelerin tamamen söküldüğü, ihraç edilmiş makinelerden ayrı olarak dava konusu rehne konu makinelerin var olduğunun ispat edilmediği, davalı işletmeye, rehin tescilinden sonra yerleştirilen makine ve diğer gayrımenkul işletme tesisatının kendiliğinden rehin kapsamına dahil olmasının mümkün olmadığı bunların da ayrıca noter aracılığıyla yapılacak değişiklik ile yeni unsurların da rehne dahil edilmesinin zorunlu olduğu ancak davacı tarafından bu işlemin yerine getirildiğine dair herhangi bir belge sunulmadığından ve ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastı işleminin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
    Davacı vekili, dava dilekçesi ile davalı borçlu şirketin 23.11.2006 tarihli ticari işletme rehine konu makinalarını 26.3.2009 tarihinde aralarında organik bağ bulunan davalı.... .... Şti.’ne, anılan şirketinde 1.4.2009 tarihinde davalı... AŞ.’ne, ...AŞ’nin de anılan malları 18.6.2009 tarihinde
    yurdışındaki dava dışı şirkete sattığını, borçlu şirket ile davalı........Şti’nin ortak ve müdürlerinin kardeş olduğunu belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 169.920 TL’nin devir tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte İİK’nun 283/2 madde gereğince tazminat olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, dosyaya sunulan sözleşme ve demirbaş listesinde rehne konu makinelerde ayırt edici özellik olan seri numarasının yazılı olmadığı, bu hali ile tasarrufun iptali istenilen makinelerin rehinli makineler olup olmadığının ispat külfetinin davacı alacaklıya ait olduğu, ancak aynı makineler olduğunun ispatlanamadığı, davalı şirketin üretim yaptığı fabrikada ticari işletme rehni konusu olan makinelerle aynı marka ve yıla ait başka makinelerin da kurulduğu, fabrikanın kapatıldığı ve makinelerin tamamen söküldüğü, ihraç edilmiş makinelerden ayrı olarak dava konusu rehne konu makinelerin var olduğunun ispat edilmediği, davalı işletmeye, rehin tescilinden sonra yerleştirilen makine ve diğer gayrımenkul işletme tesisatının kendiliğinden rehin kapsamına dahil olmasının mümkün olmadığı bunların da ayrıca noter aracılığıyla yapılacak değişiklik ile yeni unsurların da rehne dahil edilmesinin zorunlu olduğu ancak davacı tarafından bu işlemin yerine getirildiğine dair herhangi bir belge sunulmadığından ve ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
    Mahkemece, davalı şirketlerin kurulduğu tarihten bugüne kadar tüm ticaret sicil kayıtları, vergi kayıtları, dava konusu malların alım-satımına ilişkin BA/BS formaları, davalılar arasında düzenlenen dava konusu mallara ilişkin satış faturaları ve sevk irsaliyeleri, ticari defterleri, davalı 4.kişi şirketin dava konusu mallara ilişkin gümrük beyannamesi, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/69702 Hazırlık 2009/31620 karar sayılı Takipsizlik dosyası ile 2010/29559, 2010/20776 Hazırlık dosyaları, ... 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/1158 Esas sayılı dava dosyası, ... 13.Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/509 Esas sayılı dava dosyası; ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün dava konusu makinaların satışına ilişkin Vergi denetmenlerine hazırlattığı raporları ilgili birimlerden istenerek; dava konusu ticari işletme rehine konu malların neler olduğu, borçlu şirket tarafından bu malların ne zaman alınarak fabrikasında kullanılmaya başlandığı, anılan malların alımından önce, satımından sonra borçlunun fabrikasındaki makinaların hangi makinalar olduğu, davalı borçlu şirket fabrikadaki tüm makinalarını sattığından dava konusu makinalar dışındaki satışların hangi makinalara ait olduğu ve ne zaman kimlere
    satıldığı, dava konusu satışı yapılan makinaların hangi makinalar olduğu, ticari işletme rehnine konu mallar olup olmadığı hususlarında yukarıda sayılan tüm dosya ve belgeler de incelenmek suretiyle uzman bilirkişi heyetinden alınacak rapor sonucuna göre tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480,00 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi