14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/4825 Karar No: 2010/5498 Karar Tarihi: 11.5.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/4825 Esas 2010/5498 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/4825 E. , 2010/5498 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.11.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.02.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 273 ada 198 parsel sayılı taşınmazı lehine, davalıya ait 273 ada 200 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece Dairemizin 16.7.2008 tarihli 2008/8451-9402 sayılı bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Mahkemece, açıklanan husus bir yana bırakılarak geçit bedeline dava tarihi itibariyle belirlenen değer üzerinden karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm ve davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 11.5.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.