Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/21276 Esas 2010/3241 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/21276
Karar No: 2010/3241
Karar Tarihi: 16.02.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/21276 Esas 2010/3241 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2009/21276 E.  ,  2010/3241 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 14/07/2009
    NUMARASI : 2009/90-2009/1321

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Bonoda keşidecinin sorumluluğu için tek imza yeterlidir. Takip konusu bonoda, borçlu Ö. T.A.San. ve Tic. Ltd. Şti. ile birlikte kefil olarak borçlu M.N.Y."in ismi yazılı olup iki imza  mevcuttur.  Bu durumda imzalardan birisinin şahsen, diğerinin ise şirket adına atıldığının kabulü gerekir. TTK.nun 613. maddesine göre bononun yüzüne konulan her imza aval niteliğinde olduğundan bonoyu imzalayan M.N.Y. de aval veren durumunda bulunmaktadır.
    Aval ile kefalet hukuki içerikleri ve sonuçları itibariyle birbirinden farklı müesseselerdir.. Kefalet, fer"i nitelikte olmasına karşın, aval bağımsız ve asli bir nitelik taşır. Aval veren lehine aval verilenin ileri sürebileceği ve senedin şekline ilişkin olanlardan başka geçersizlik sebeplerini def"i veya itiraz olarak alacaklıya karşı ileri süremez. Oysa kefil, asıl borçluya ait kişisel def"ilerden yararlanabilir. Kefaletin, mutlaka asıl borç senedi üzerinde gösterilmesine lüzum olmadığı halde aval şerhi bono ve poliçenin ön yüzü dışında arka yüzünde ise mutlaka poliçe, bono veya alonj üzerine yazılması gerekir. Bono üzerine "kefil" ibresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur (TTK.614). TTK.nun 636. maddesi hükmi gereğince  kambiyo  senetlerinde  müteselsil  borçluluk esas olduğundan bu tür senetlerde  imzası olan herkes hamile karşı müteselsilen sorumludur.
    Yine Borçlar Kanunu’nun 487.maddesi gereğince müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatı ile borcun ifasını yükümlenen borçlulara karşı alacaklı asıl borçluya müracaat etmeden ve rehinleri nakte tahvil ettirmeden icra takibi yapabilir. 
    O halde mahkemece borçlu M.N. Y.yönünden de şikayetin reddine  karar  verilmesi gerekirken yazılı gerekçe adı geçen borçlu hakkında takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.  
    SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.