23. Hukuk Dairesi 2014/3521 E. , 2014/7408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/01/2013
NUMARASI : 2010/780-2013/11
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 01.08.2009 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin davalı kurumun genel temizlik işini yürüttüğünü, 2009 Nisan dönemine ait 23.450,02 TL tutarındaki 03.05.2010 tarihli faturanın 14.05.2010 tarihinde 11.475,85 TL eksik olarak ödendiğini, eksik bedelin ödenmesi için davalıya yaptıkları başvuruya verilen cevapta Kamu İhale Genel Tebliği"nin 78.23.1 maddesine dayalı olarak kesinti yaptıkları, önceki aylara ilişkin prim indirimlerini hak edişlerden sehven kesmediklerinden 2010 Nisan dönemi için o güne kadarki toplam prim indirim tutarının tek seferde yasal faizlerle kesildiği, ayrıca 5510 sayılı Kanun"dan doğan prim indirim miktarlarından ayrı olarak bu tutara %18 KDV uygulanacağının bildirildiğini, 2010 Mayıs hak edişinden, daha önce kesilen 11.475,85 TL"nin %18 KDV"si ve yasal faiz ilave edilerek 2.065,65 TL ile 2010 Mayıs dönemine ait 5510 sayılı Kanun"dan doğan indirim miktarı olan 697,58 TL"nin kesildiğini, müvekkilinin 5510 sayılı Kanun"da aranan şartları taşıdığını ve SSK prim indiriminden yararlandığını, bu miktara %18 KDV ve yasal faiz ilave ederek hak edişinden yapılan kesintinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, şimdilik 12.173,43 TL prim indirimi ile KDV ve yasal faiz uygulaması sonucu eksik ödenen 2.065,65 TL olmak üzere toplam 14.239,08 TL"nin temerrüt tarihinden işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; 5510 sayılı Kanun"un 81/1-ı maddesinde yapılan düzenlemeye istinaden Hazine tarafından karşılanacak olan 5 puanlık prim tutarının davacı tarafından SGK"ya sunulan tahakkuk fişlerinde indirim yapılarak sigorta primlerinin az ödendiği, ancak davalıya kesilen faturalarda bu indirimin yapılmayıp, %17 üzerinden hesaplanması gereken asgari ücret farklarının hesaplanmasında %22"lik oranın baz alındığı, bu sebeple %5 oranında yapılan fazla ödemenin dava konusu hak edişten kesilmesinin hukuka uygun olduğu, taraflar arasındaki tip sözleşmeye göre fazla ödenen fiyat farkının davacı tarafından KDV uygulanarak davalıdan tahsil edildiği, bu bedelin geri alınması sırasında fazla ödenen KDV"nin de kesilmesinin sözleşmeye uygun olduğu, davalıya yönelik kusur isnadı da bulunmadığından davanın haksız olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 5510 sayılı Kanun uyarınca davacı hak edişlerinden yapılan kesinti ile faiz ve KDV"nin tahsili istemine ilişkindir.
Davalı tarafça, davacı şirketin hak edişlerinden sözleşme ve kararname gereği kesintinin yapıldığı savunulmuş olup; taraflar arasında hak ediş kesintisinin yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Sigorta primini düzenli olarak ödeyip, diğer yükümlülüklerini de süresinde eksiksiz olarak yerine getiren özel sektör işverenine bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen diğer özel sektör işverenlerine göre destek unsuru sağlayan anılan düzenlemenin prim ödemeyi teşvik amacını taşıdığı açık olup, bu destek miktarının fiyat farkı hesabından düşülmesi olanaksızdır. Bu yorum tarzı, Yasanın özel sektör işverenlerini çalıştırmış oldukları işçileri sigorta ettirme ve SGK"ya bildirimlerini zamanında vermeye özendirmeyi amaçlayan genel gerekçesine uygundur. Bu uygulamaya aykırı olan Kamu İhale Genel Tebliği"ne itibar edilemeyeceği gibi, Tebliğin, Yasa hükmünü ortadan kaldıramayacağının kabulü gerekir. Hazine tarafından karşılanan prim tutarlarının yüklenicinin hak edişinden kesilmesi doğru görülemez. Zira, Hazine"nin sağladığı bir indirim söz konusudur. Yükleniciye bu indirimleri sözleşmenin diğer tarafı sağlamamış olup, yükleniciden kesinti yapılamaz. Primleri ödeyen yüklenicinin kendi sorumluluğunu yerine getirmesi nedeniyle devletin ona sağladığı bu katkının, sözleşmenin diğer tarafına geçirilmesi anlamına gelen kesinti haksız olup, yüklenicisine iadesi gerekir. Diğer anlatımla, 5510 sayılı Kanun gereğince yapılan indirimler, ne sözleşmede geçen fiyat farkı talebidir, ne de davacıdan alınacak sözleşme bedeline ek bir taleptir. Sadece sigorta ödemelerinde, devletin sağladığı bir ek katkıdır. Sigorta primlerini ödemeyi üstlenmiş olan yüklenici, kendi sorumluluğunu yerine getirirken ve bu arada devletin sağladığı bu katkıdan yararlanırken, bunun davalıya geçirilmesi yerinde değildir.
Bu durumda, mahkemece; hak edişlerden tebliğe dayanılarak kesinti uygulamasının anılan Yasa"nın amacına aykırı olduğu gözetilerek, başka bir uzman bilirkişiden davacı hak edişlerinden yapılan kesinti, KDV ve faiz miktarları ile ilgili rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının 5510 sayılı Kanun"un kendisine tanıdığı indirimden yararlanarak SGK"ya ödeme yapmasının yasal olduğu hususunu gözden kaçıran ve davalı tarafça savunulmayan hususları içeren bilirkişi görüşü esas alınarak, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.