23. Hukuk Dairesi 2014/4952 E. , 2014/7406 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2012/191-2014/78
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının, müvekkili olan kooperatife aidat borcunu zamanında ödemediğini ileri sürerek, aidat ve gecikme zammına ilişkin toplam 25.870,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kooperatif aidatlarının tamamını ödemiş olduğunu ve davalı kooperatifin aidat, gecikme zammı ve faizi istemlerine yönelik bir alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; kooperatif üyesi dava dışı A. S. hissesini tüm hak ve borçları ile birlikte davalının devraldığı ve mahkeme kararı ile üyeliğinin tespitine karar verildiği, yargılama sırasında davalı tarafından banka kanalıyla aidat alacağına mahsuben 6.375,00 TL"nin davacı kooperatif hesabına yatırıldığı, bunun dışında kalan 6.371,20 TL yönünden ise davalının aidat borcunu süresinde ödemediği ve davalı kooperatife borçlı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 6.371,20 TL"nin dava tarihinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Dava, aidat ve faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 120. maddesi ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde, temerrüt faizi, temerrüt faizinin üst sınırı ve yürürlüğü düzenlenmiştir.
Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğindedir. Genel kurulca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın m. 117. ) maddesine göre, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. Kooperatif genel kurulunca, aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınmasına karar verilen temerrüt faizi, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak kaydıyla, yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabilir.
Davaya konu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiği ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranıdır. Dolayısıyla davacı kooperatif genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda belirtilen esaslara uygun olarak davacının faiz alacağının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak, faiz alacağının varlığı halinde, dava tarihinden önceki ve yargılama sırasındaki ödemelerin öncelikle faiz alacağından, kalan kısmın ise asıl alacaktan mahsup edilmesi, kalan bir miktarın tespiti halinde, bu miktar için tahsil kararı verilmesi, kalmaması halinde ise, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3)Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin reddedilen kısım için davalı yararına hükmolunan vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.