Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/21282
Karar No: 2010/3234
Karar Tarihi: 16.02.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/21282 Esas 2010/3234 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2009/21282 E.  ,  2010/3234 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Eyüp İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 02/06/2009
    NUMARASI : 2009/99-2009/419

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    TTK"nun 321. maddesi gereğince; şirketin temsil usulü, ana mukavelede özel temsil şartlarının kabul edilmiş olup olmamasına göre değişir. Kanunun emredici kurallarına uymak koşulu ile temsil usul ve şartları ana sözleşmede düzenlenebilir. Bu nedenle; temsil usulünü kanuni temsil usulü ve ana sözleşmeye göre temsil usulü başlığı altında incelemek gerekirse;
    a- Kanuni temsil usulü;
    TTK"nın 321/3. madde hükmüne göre kanuni temsil usulünde temsile salahiyetli olanlardan ikisinin imzası temsil için yeterli olup kanuni temsil usulünde en az iki kişinin birlikte hareket etmesi şartı ile şirketi temsile yetkili bulunan bütün idare meclisi üyelerinin temsilci sıfatı ile Ticaret Siciline tescili gerekli ise de tescil işlemi temsil işleminin geçerlilik şartı değildir.
    b- Ana sözleşmeye göre temsil usulü;
    TTK"nun 317. ve 321. maddelerinde düzenlenen kanuni temsil usulü emredici nitelikte bulunmadıgından, ana sözleşmede kanuni temsil usulünden farklı bir temsil usulü düzenlenebilir. Şirket ana sozleşmesindeki hükme dayanılarak temsil işlerinin tek bir üyeye veya ikiden fazla üyeye veya daha fazla üye ile murahhas üyenin yahut genel müdürün veya genel müdürle bir yahut daha fazla üyenin veya bir üye bir müdür, murahhas üye ile ticari vekillerin müşterek irade beyanına da bırakılması mümkündür ( TTK 321/2 ). Birlikte imza ve irade beyanı şartı ile temsil yetkisinin şube veya şebekelere yahut merkez veya merkezle bir veya daha fazla şubeye hasredilerek bir sınırlama ile yetinilebilir. Bu temsil yetkisinin sınırlanmasının iyiniyetlı ücüncu sahısları bağlaması açısından tescil ve ilanı gereklidir. Temsil yetkisi sınırlamalarını iç muameleleri de kabul eden, fakat tescil ve ilan işlemini yaptıramamış bulunan şirket, birlikte temsil veya şube ve merkez işlemlerine hasredilmiş temsil yetkilerine uygun olarak yapılan temsil işlemlerinden şirket ve iyiniyetli olmayan üçüncü kişiler de sorumludur.
    Öte yandan, TTK"nun 321/3. madde hükmü gereğince, temsil yetkisi sınırlamaları daha çok iş kolu veya miktar ayrımına göre yapılmış ise ayrıca tescil ve ilan edilmiş olsa dahi iyiniyetli üçüncü kişiler açısından bir hüküm ifade etmez ( örneğin, murahhas aza ( A )hizmet akdinde, ( B )ticari taahhütlerde, ( C )resmi dairelerde şirketi temsil eder gibi ). Bir başka anlatımla, şirketin iç meselesi olarak miktarla ilgili sınırlamalar da iyiniyetli üçüncü kişilere karşı geçersizdir. Durumun tescil ve ılan edilmiş olması da sınırlamanın iyiniyetli üçüncü kişiler yönünden geçersizliğine engel değildir. (Ord. Prof. Dr. Halil ARSLANLI - Prof. Dr. Hayri Domaniç, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, III.cilt, s.666, Temel Yayınları, İstanbul-1989)   .Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde;
    29.07.2008 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin incelenmesinde; birinci derece imza yetkilileri L. G.ve Ş. G. olup, B. A.M.ve Y.Baharhak"ın ise ikinci derece imza yetkilisi oldukları, birinci derece yetkililerden her hangi biri ile ikinci derece yetkililerden herhangi birinin müşterek imzası ile 40.000,00TL. ye kadar, ikinci derece yetkililerden ikisinin ise  müşterek imzası ile 20.000,00TL. ye kadar şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındıkları anlaşılmıştır. Bu yöndeki temsil sınırlaması bir iç mesele olup ticaret sicilinde yayınlansa bile miktarla ilgili sınırlama olmakla iyiniyetli üçüncü kişileri bağlamaz.
    O halde mahkemece alacağın tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamaya muhtaç olduğu nedeniyle İİK.nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptali yerine yazılı gerekçe ile istemin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir.  
    SONUÇ :Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16/02/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi