Hukuk Genel Kurulu 2020/325 E. , 2020/581 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kooperatifin ortağı olduğunu, yirmi dört ikiz binadan oluşan kırk sekiz bağımsız konutun kaba inşaatının 1999 yılında bitirildiğini, kendisine teslim edilen konutun ise onaylı projesine uygun olarak imal edilmediğini ileri sürerek, mevcut eksikliğin Kooperatifçe giderilmesini, aksi hâlde eksikliğin davacı tarafından yerine getirilme bedeli olan 50.000,00TL ile, teslimin gecikmesi nedeniyle yoksun kalınan 6.000,00TL’nin işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının tutarsız ve asılsız olduğunu, binaların revize projeleri doğrultusunda usulünce inşa edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.11.2012 tarihli ve 2011/67 E., 2012/240 K. sayılı kararı ile; uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararına dayanılarak yapılan araştırmada inşaatın onaylı betonarme projesinde Kooperatif yönetimince değişiklik yapıldığı, tadil edilen projenin ise tasdiksiz olarak uygulandığının saptandığı, uygun giderim bedelinin dava tarihi itibari ile 14.622,00TL, konutun proje ve kanuna uygun olarak yapılıp teslim edilmesi halinde kiraya verilebileceği gözetildiğinde dava tarihi itibari ile elde edemediği kira bedelinin 2.600,00TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 17.222,00TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 23. Hukuk Dairesince 06.06.2013 tarihli ve 2013/1752 E., 2013/3856 K. sayılı kararı ile;
“…1-İleri sürülen temyiz nedenlerine göre, davalı kooperatif vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının dava konusu taşınmazda kira tazminatı talep edilen tarihlerden itibaren oturduğu, aksine bir iddianın da ileri sürülmediği dosya kapsamından anlaşıldığından, kira tazminatı ile ilgili davacı tarafın talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.09.2014 tarihli ve 2014/168 E., 2014/215 K. sayılı kararı ile; davacının taşınmazdan oturduğu varsayılarak takdir edilen kira geliri yönünden bozulmuş ise de; 27.01. 2011 tarihli keşifte dava konusu taşınmazda hiçbir şekilde oturulmadığının, binanın inşaat sektöründe tabir edildiği şekilde " kaba inşaat " halinde olduğunun, binanın oturulmaya da müsait olmadığı bizzat gözlendiği, davacı tarafça dosyaya sunulan 15.09.2014 tarihli muhtarlık belgesinde de davacı ..."a ait dava konusu meskene ilişkin olarak kurulduğu günden bu yana ikamet kaydının da bulunmadığının bildirildiği, taşınmazda yapımından bu yana herhangi bir şekilde ikamet edilmediği gerekçesiyle karar verilmiştir.
10. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen bu kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunması üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.05.2015 tarihli ve 2015/23-754 E., 2015/1373 K. sayılı kararı ile “…Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece "…mahkememizin 14.11.2012 tarihli kararında direnilmesine…” denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır…” gerekçesiyle bozulmuştur.
11. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.01.2017 tarihli ve 2015/943 E., 2017/42 K. sayılı kararı ile; taşınmazın oturulmaya müsait olmadığı, kaba inşaat halinde olduğu ve taşınmazda yapımından bu yana herhangi bir şekilde ikamet edilmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının kira kaybı tazminatına hak kazanıp kazanamadığı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; muhtarlık belgesi delilinin bozma kararından sonra sunulduğu, yine Özel Dairece verilen bozma kararı ve bu karara yönelik olarak verilen Hukuk Genel Kurulunun usule ilişkin bozma kararının ardından yapılan yargılamada ek bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, mahkemece direnme adı altında verilen kararın gerekçesinde her iki delile de yer verildiği gözetildiğinde kararın gerçekte yeni bir gerekçeye ve yeni bir delile dayalı yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı ve burada varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Özel Dairece mi yoksa Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılmıştır.
IV. GEREKÇE
15. Bilindiği üzere, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkemece bozma kararından esinlenilerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar verilmeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi).
16. Somut olayda, mahkemece Özel Daire bozma kararından sonra alınan ek bilirkişi raporuna ve muhtarlık evrakına dayanılarak direnme adı altında yeni bir karar verilmiştir.
17. Şu hâlde "direnme" olarak verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni delil ve olgulara dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
18. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
19. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 23. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 09.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.