MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit - alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı karşı davanın kabulüne yönelik 23.01.2013 günlü kararın ve süresi içinde de davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen 25.06.2013 tarihli ek kararın davacı karşı davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı karşı davalı vekili asıl davada, davalı karşı davacılar tarafından müvekkiline 14/03/2011 tanzim 10/01/2012 vade tarihli 5.000,00 TL bedelli bono nedeniyle senet ihbarnamesi gönderildiğini, anılan bononun müvekkilinin elinden rızası hilafına çıktığını, bonoda lehdar olan müvekkilinin bono üzerinde cirosu bulunmadığını ve ciro silsilesinin kopuk olduğunu belirterek müvekkilinin 14/03/2011 tanzim 10/01/2012 vade tarihli 5.000,00 TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı karşı davalı vekili karşılık davada, davalı karşı davacı yanca müvekkili aleyhine 7.500,00 TL değerinde alacak davası açılmış ise de müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, müvekkilinin söz konusu büfedeki demirbaşlar için belirlenen bedelin tamamını defaten ödediğini bildirerek karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı karşı davacılar vekili asıl davada, 14/03/2011 tanzim 10/01/2012 vade tarihli 5.000,00 TL bedelli bononun müvekkillerine büfe demirbaş bedeli olarak verildiğini, tarafların .... Oto Tamircileri Boyacıları ve Benzerleri Küçük Sanayi Sitesi Yapı Koop Yerleşim alanında ... Mahallesi ... Sanayi Sitesi A 3 Blok içinde kurulu bulunan büfedeki demirbaşların davacı karşı davalı yana 7.500,00 TL bedel karşılığında devri hususunda anlaştıklarını, ancak bu bedelin davacı karşı davalı yanca ödenmediğini, ayrıca müvekkillerine verilen bononun üzerinde lehdar olan davacı karşı davalının cirosunun bulunmadığının sonradan fark edildiğini belirterek asıl davanın reddi ile karşı dava olarak 7.500,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre asıl davanın davacısı vekilinin karşı davada talep edilen 7.500,00 TL"lik borcun haricen elden ödendiği iddiasında bulunduğu, ödemenin ispatı için verilen 2 haftalık kesin süre içerisinde yazılı delilin sunulmadığı, duruşma gününden haberdar olan asıl davanın davacısının duruşmaya gelmediği gibi mazerette göstermediği, asıl davanın karşı davacı yanca takip edilmediği gerekçesiyle asıl davanın HMK 150 maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına, asıl dava takip edilmez ve yenilenmez ise 3 aylık yasal süresi dolduğunda ek karar ile davanın açılmamış sayılması kararının verilmesine, asıl dava yenilenir ise bu dosyadan tefriki ile yeni bir esasa kaydına, tefrik işlemlerinin davacı karşı davalı yanca karşılanmasına, davanın kaydedildiği yeni esas üzerinden devamına, karşılık davanın kabulüne, 7.500,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı karşı davalı ..."dan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkemece 25/06/2013 tarihli ek karar ile asıl davanın davacı vekili tarafından 23/01/2013 tarihinden itibaren takip edilmediği, dosyanın işlemden kaldırıldığı, HMK"nın 150. Maddesi hükmü gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmediği gerekçesiyle asıl davanın HMK"nın 150. maddesi hükmü gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş, asıl ve ek karar davacı karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkeme hükmü davacı karşı davalı vekiline 26/06/2013 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi, HUMK’un 432.maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 23/10/2013 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davacı karşı davalı vekilinin 23/01/2013 tarihli asıl karara yönelik süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- Davacı karşı davalı vekilinin 25/06/2013 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı karşı davalı vekilinin 23/01/2013 tarihli asıl karara yönelik temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı karşı davalı vekilinin 25/06/2013 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.