20. Hukuk Dairesi 2016/92 E. , 2016/3334 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davada ..Asliye ... .... Asliye Hukuk ve .... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine aykırılık nedeniyle tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde doğan zararın tazmini istemine ilişkindir.
... Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığını, bu nedenle, genel mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
.... Asliye Hukuk Mahkemesi, davalının mal veya hizmet piyasasında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden inşaat sektöründe çalışan kooperatif olduğunu, davacının ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi olduğunu, bu nedenle, uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamına girdiği ve tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
... Tüketici Mahkemesince ise somut uyuşmaşlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında bir uyuşmazlık olmadığı, arsa sahibi davalının tacir olmadığı, bu nedenle, davanın 6102 sayılı TTK"nın 4. maddesinde belirtilen ticari dava olmadığı, buna göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca "Her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar" bu Kanun kapsamındadır. Kanunun 73/1. maddesi uyarınca, bu Kanun kapsamından doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici, "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden" gerçek veya tüzel kişi; tüketici işlemi ise, "Mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem" olarak tarif edilmiştir.
Bu nedenlerle, mal veya hizmet alımına dair bir ilişkinin Tüketici Kanunu kapsamında kabul edilebilmesi için, satıcı/sağlayıcı kişinin "Ticari veya mesleki amaçla hareket eden" bir kişi, mal veya hizmet alan kişinin ise ticari veya mesleki amaçla hareket "etmeyen" bir kişi olması ve taraflar arasında sözleşme veya hukukî işlem bulunması gerekmektedir.
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin maliki bulunduğu... ili,.... ilçesi, ... mahallesi 20 N4 pafta, 21081 ada 1 sayılı parselinde kayıtlı arsasındaki müşterek mülkiyet esasına göre adına kayıtlı pay için yüklenici . .. ile kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi yaptığını ve bu sözleşmenin 7. maddesi gereğince yüklenici tarafından belirlenen davalı kooperatife devrettiğini, yüklenicinin teslim tarihi geldiği halde daireleri teslim etmediğini, davalının davacı kooperatife teslim etmesi gereken 4 adet daireyi teslim etmediğini,
sadece bir adet daireyi fiili olarak teslim ettiğini ancak kat irtifakı tapusu veya tapu kaydı tesisi suretiyle resmi teslimi gerçekleştiremediklerini, davalının kendisine çekilen ihtarnameye cevap vermediğini, sözleşme uyarınca verilmesi gereken 4 adet dairenin resmen ve fiilen teslimi tapu kaydında arsa payının müvekkil adına tescilini, bu talebin kabul olmaması halinde sözleşmenin feshi ile müvekkilce devredilen kat karşılığı inşaat yapımı/ satış vaadi sözleşmesine konu olup yapımcıya devredilen tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde arsa bedeli ve menfi zararların bedeli olarak fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000,00.-TL arsa bedeli, 10.000,00.-TL menfi zarar olmak üzere 20.000,00.-TL"nin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacının 6502 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girmediği, arsasını değerlendirme amacının olduğu anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/03/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.