23. Hukuk Dairesi 2019/1631 E. , 2020/3511 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ :Manavgat 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davalı ... Ltd.Şti. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı şirket vekili Av. ... gelmiş, tebligata rağmen davacı taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında 01.06.2014 tarihinde Ortak Sağlık Güvenlik Birimi hizmeti alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2. maddesinde bitim tarihinden 30 gün öncesine kadar taraflardan birinin sonlandırma isteğini karşı tarafa bildirmemesi durumunda, sözleşmenin kendisini süresi kadar yenilemiş sayılacağına ilişkin hüküm bulunduğunu, 6.7. maddesinde ise OSGB"nin (davacı) yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesinin dışında işletme (davalı) tarafından, sözleşme bitim tarihinden önce, tek taraflı fesih durumunda fesih tarihinden sözleşme bitim tarihine kadar olan ücretin OSGB"ye peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının 24.12.2015 tarihinde ve haklı neden yokken sözleşmeyi feshettiğini, feshin sözleşmede belirtilen 30 günlük süreye uygun olmaması nedeniyle 2. maddeye göre sözleşmenin önceki süresi kadar yenilendiğini ve bu nedenle sözleşmenin 6.7. madde uyarınca doğan 19 aylık alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı neticesinde durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmaması nedeniyle geçerli olmadığını, geçerli olduğu kabul edilse dahi yenilenmeyeceğinin sözlü olarak davacıya bildirildiğini, davacının yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı tarafından sözleşmenin sona ereceği tarihten 7 gün öncesinde e-posta yolu ile yenilenmeyeceğinin bildirildiği, bu durumunun 2.maddeye aykırılık oluşturduğu, sözleşmenin kendisini süresi kadar yenilemiş sayılacağı, sözleşme süresinin 19 ay olması nedeni ile ve sözleşmede aylık 4.000,00 TL hizmet bedeli kararlaştırıldığından davacının toplam 76.000,00 TL alacak talep edebileceği, sözleşme tarihinden sonra eksikliklerin davacı şirket tarafından giderilmesi gerektiği halde giderilmediği, bu nedenle davacı şirketin kusurunun bulunduğu, davalının sözleşmeyi fesih hakkının olduğu, ancak sözleşmede belirtilen şartlar yerine getirilmeden feshin gerçekleştirildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın 76.000,00 TL asıl alacak ve 449,75 TL işlemiş faiz üzerinden iptaline karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu neticesinde, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, sözleşme uyarınca, ihbar süresine uyulmaması halinde sözleşmenin önceki sözleşme süresi kadar yenilenmiş sayılacağı ve belirlenen ücretin peşin ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacının yenilenen sözleşme dönemi için 76.000,00 TL alacak talebinin yerinde olduğu ancak takip tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulü ile itirazın 76.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6.7. maddesinde, sözleşme sonuna kadar ücret ödenmesine ilişkin belirleme yapılmış olup, bahsi geçen belirlemenin ceza- i şart olduğuna dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı talebinin ancak haksız feshe dayalı tazminat istemi ile sınırlı olabileceğinin kabulü gerekmektedir.
Sözleşmenin haksız feshi halinde, Türk Borçlar Kanunu"nun kıyasen uygulanan 438/2 maddesi hükümleri değerlendirilerek kazanç kaybı tespiti yapılması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, gerekli belgeler de toplandıktan sonra, TBK"nın 438/2 maddesinde gösterilen ilkelere göre, işin yapılmaması nedeniyle davacı tarafından yapılan tasarruflar, aynı nedenle diğer bir işten elde edilen kazanımlar ve davacının kazanmaktan kasten feragat ettiği değerler de gözetilerek konusunda uzman bilirkişi kurulundan açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Manavgat 4. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden BOZULMASINA, HMK"nun 373/1. maddesi gereğince Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının KALDIRILARAK, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kesin olarak, 10.11.2020 tarihinde, oy birliği ile karar verildi.