Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/5778 Esas 2016/2641 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5778
Karar No: 2016/2641
Karar Tarihi: 22.02.2016

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/5778 Esas 2016/2641 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2015/5778 E.  ,  2016/2641 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Suç Tarihi : 13.07.2009
Hüküm : CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanan TCK"nın 179/3-2, 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Tebliğnamedeki düşünce : Onama

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan Antalya 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 21.04.2011 tarih ve 2009/1643 E. 2011/406 K. sayılı, 29.01.2011 tarihinde kesinleşmiş bulunan ilamı ile hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip, 5 yıl denetim süresi belirlenen sanığın denetim süresi içinde 29.04.2012 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nedeniyle Antalya 11.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 19.10.2012 tarih ve 2012/420 E. 2012/1027 K. sayılı ilamı ile mahkumiyetine karar verildiği ve bu hükmün 15.11.2012 tarihinde kesinleştiği, ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair aynı Mahkemenin 25.12.2014 tarihli ve 2014/1442 Esas, 2014/502 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği, sanığın idaresindeki araçla olaydan kaç saat sonra hazırlandığı belirlenemeyen doktor raporuna göre 0,60 promil alkollü halde idaresindeki motosikleti ile seyir halinde iken olaya konu kavşak mahallinden hızını azaltmadan geçtiği sırada, seyir istikametine göre sağ taraftan, geçiş önceliğine uymayarak seyreden araç sürücüsü ile çarpması şeklinde gelişen olayda, olayın tek başına alkolden kaynaklandığına ve sanığın güvenli araç kullanamayacağına ilişkin her hangi bir tespit bulunmaması karşısında, sadece alkol kullanılmış olmasının trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet için yeterli olmadığı ve sanığın unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı gerekçeyle mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.