23. Hukuk Dairesi 2014/3964 E. , 2014/7343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 09.12.2013 gün ve 6132 Esas, 7855 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davalı kooperatif vekili ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesiyken ihraç edildiğini, ihraç kararının iptali için açılmış olan davanın sonucu beklenmeden müvekkili yerine yeni üye alındığını, dolayısıyla müvekkiline tahsis edilen 10 nolu dairenin asıl davada davalı ..... adına tahsis edilmiş olduğunu ileri sürerek, talebe konu dairenin kooperatif adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı kooperatif vekili, davacının düzenli ödeme yapmaması nedeniyle üyelikten ihraç edilerek yerine yeni üye alındığını, davacının tapu iptal tescil talebinde bulunabilmesi için düzenli ödeme yapan bir üyeyle aynı aidatı ödemesi veya depo etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı ....., davaya cevap vermemiştir.
Birleşen davada, davacı vekili asıl davadaki yargılama aşamasında müvekkiline tahsis edilmiş olan dairenin 10 nolu değil 9 nolu daire olduğunun anlaşıldığını, 9 nolu dairenin de birleşen dava davalısı .....’na tahsisli olduğunu, müvekkilinin üstün hakkı bulunduğunu ve ihraç kararının da iptal edildiğini ileri sürerek, 9 nolu dairenin tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin kooperatif üyesi olup ödemeler yaptığını, davacının talebinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının açmış olduğu üyelikten ihraç kararının iptali davasının kabul edildiği, ihraç süreci kesinleşmeden davacının yerine üye alınmış olmasının doğru olmadığı, dairedeki öncelik hakkının davacıya ait bulunduğu, davacının yaptığı ödemelerin güncellenmiş değerinin 60.861,21 TL olduğu, düzenli ödeme yapmış bir üyenin yaptığı ödemelerin güncellenmiş değerinin 122.800,42 TL olduğu, tapu iptal tescil istenebilmesi için 61.969,20 TL miktarı depo etmesi için davacıya sonuçları hatırlatılarak 4 haftalık kesin süre verildiği, buna rağmen depo edilmediği, davacı vekilinin depo kararının yerine getirilmesi için ek süre talebi olmuşsa da kesin süre verilmesi ile birleşen davada davalı lehine usulü kazanılmış hak olduğundan ek süre verilmesinin mümkün olmadığı, davacı vekiline açıkça sorulmuş olmasına rağmen taleplerinin tazminat olmayıp tapu iptal tescil olduğunu belirttiğinden bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı ve asıl davada davalı .... hakkındaki davanın takip edilmediği gerekçesiyle, asıl davada, davalı .... hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, davalı kooperatif hakkındaki talebin reddine; birleşen davada, davanın reddine dair verilen karar, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 09.12.2013 tarih ve 6132 E., 7855 K. sayılı ilamıyla, YHGK"nın 15.06.2012 tarih ve 16-145 E., 392 K. sayılı ilamı ve Dairemiz"in yerleşik uygulamasına göre üyeye mevcut borcu ödeme olanağı sağlamak amacıyla borcun depo ettirilmesi doğru olmadığından, depo kararına konu miktarın yatırılması konusunda ilgili tarafa kesin süre verilmesi şeklinde bir uygulamanın da hatalı olduğu, eşitlik ilkesi gereğince eksik ödemesi bulunan diğer üyelere tapularının verilip verilmediği hususu araştırılarak, verilmiş olması durumunda tapu iptal ve tescil talebinin haklı olduğu gözetilerek, davaya konu dairenin daha önce davacıya tahsis edildiği ve daire üzerindeki öncelik hakkının davacıya ait olduğu esasen mahkemece de kabul edilmiş olmasına göre, davacı ile aynı durumda bulunan üyelere tapularının verilmesi halinde davacının talebinin kabulü gerektiği hususu düşünülmeksizin, usule aykırı bir şekilde depo kararı verilerek, öngörülen kesin süre içerisinde depo kararına konu miktarın kesin süreden sonra ancak duruşmadan önce yatırılması nedeniyle kesin mehilin amaca, usul ve yasaya uygun düşmediğinin gözardı edilmesi suretiyle yazılı sonuca varılmasının doğru olmadığı belirtilerek, asıl ve birleşen davada davacı yararına bozulmuştur.
Bu kez, asıl davada davalı kooperatif vekili ve birleşen davada davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. Maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı kooperatif vekili ve birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, alınması gereken harçlar peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına ve takdiren 226,00"şar TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.