11. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/10996 Karar No: 2016/6199 Karar Tarihi: 06.06.2016
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/10996 Esas 2016/6199 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2015/10996 E. , 2016/6199 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13.05.2014 tarih ve 2010/139-2014/72 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı-karşı davalı vekili; müvekkili şirketin dünyaca tanınmış “...” esas unsurlu markalarının sahibi olduğunu, davalı şirketin müvekkili markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olan “...” ibareli markayı 2008/74220 numara ile usul ve yasaya aykırı olarak tescil ettirdiğini, müvekkili şirkete ait markalar ile davalı şirket markasının yalnızca bir harf değişikliğinden ibaret olan farkının markalar arasında ayırt ediciliği sağlamaya yeterli olmadığını, markalar arasındaki benzerliğin tüketiciler nezdinde iltibasa yol açabilecek nitelikte olduğunu, müvekkili şirkete ait markaların tanınmış marka olduğundan farklı mal ve hizmet sınıflarında da tescil ettirilemeyeceklerini ileri sürerek davalı şirket adına tescilli “...” ibareli markanın tescilli olduğu tüm emtia ve hizmet sınıfları için hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise reddini istemiştir. Davalı-karşı davacı vekili; taraf markaları arasında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunmadığını, müvekkili şirketin inşaat üretimi ve satışı ile iştigal ettiğini ve davacı şirketin ise tekstil üretimi ve pazarlaması ile uğraştığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada ise davacı şirkete ait bazı “...” esas unsurlu markaların 5 yıldır kullanılmadığını ileri sürerek bu markaların hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davalının davacı markasını aynen kullanmadığı, taraf markalarının ilk harflerinin farklı olmasının onlara yeterli ayırt edicilik sağladığı, davacı şirket markalarının ağırlıklı olarak tekstil sektöründe tanınmış olduğu ve davalı şirket marka tescilinin tekstil ile ilgili olmaması nedeniyle işletme düzeyinde bağlantı kurulmasına sebebiyet vermeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine ve karşı davanın takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı-karşı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.