
Esas No: 2008/2146
Karar No: 2008/1718
Karar Tarihi: 21.03.2008
Kadastro Mahkemesinin Görevi - Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2008/2146 Esas 2008/1718 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2008/2146 E., 2008/1718 K.
16. Hukuk Dairesi 2008/2146 E., 2008/1718 K.
- KADASTRO MAHKEMESİNİN GÖREVİ
- 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 25 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 162 ada 23 parsel sayılı 237.539,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hisseli tapu kaydı, ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davacı Veli ile davalılar adına paylı olarak tespit edilmiştir.
Davacı Veli, yasal süresi içinde kendisine ait olan ve 40-50 yıldır müstakil olarak kullandığı beş parça taşınmazının çekişmeli 23 sayılı parsel içinde paylı olarak ölçüldüğü iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının talebi 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 25/3. maddesi uyarınca yenilik doğurucu hüküm almayı gerektirdiğinden mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Veli vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacının talebi 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 25/3. maddesi uyarınca yenilik doğurucu hüküm almayı gerektirdiğinden mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ise de, mahkemece davanın niteliğine yönelik olarak yapılan vasıflandırma davacının talebine ve dosya içeriğine uygun değildir. Her ne kadar gerekçeli kararda, davacının talebinin, miras yoluyla intikal eden ve iştirak halinde bulunan bu taşınmazın taksimi ve ortaklığın giderilmesine yönelik olduğu belirtilmiş ise de, uyuşmazlık, kadastro tespitinden "önce" tapu kaydındaki paydaşlar arasında geçerli bir taksim yapılıp yapılmadığı noktasında olup, buna ilişkin istek yenilik doğurucu bir hüküm kurmayı gerektirmemektedir. Buna göre mahkemece tarafların iddia ve savunmalarını toplayarak sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, yanlış vasıflandırma ile görevsizlik kararı verilmiş olması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 21.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.