10. Hukuk Dairesi 2015/22467 E. , 2017/7873 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 25.06.2004 tarihli trafik-iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler nedeniyle oluşan kurum zararının davalı ... hesabından rücuan tazmini istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesinin ikinci fıkrası ile 2918 sayılı Kanundur.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14. maddesinde; "" Bu Kanunun 13"üncü maddesi, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21.12.1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla (Değişik ibare: 13.06.2012-6327 S.K./50.md.) Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde ... oluşturulur. Hesaba; a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, ..."" başvurulabileceği öngörülmüştür.
Yukarıda anılan düzenleme çerçevesinde, davalı ..."nın, sigortalıya çarpıp kaçan üçüncü kişilerin bulunamaması karşısında her yıl ve her araç cinsine göre belirlenen geçerli teminat miktarı sınırları içinde kalacak şekilde sorumluluğu olup, Mahkemece, ... yönünden, sorumlu tutulmasına dair kabulü yerindedir.
Diğer yandan, sigorta şirketleri ve ... yönünden faiz başlangıcı (temerrüt) tarihinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta belirlenmesi gerekir. İlgililerce gerekli belgeler eklenerek 2918 sayılı Kanunun 98., 99. ve 108. maddeleri ile 03.05.1997 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Garanti Fonu Yönetmeliği"nin 12., 13., ve 14. maddelerinde yazılı şekilde şirkete başvurulduğu halde 8 iş günü içerisinde ödeme yapılmamışsa 8 iş günlük sürenin sonunda temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hiç başvurulmamış ya da gerekli belgeler eklenmeksizin başvurulmuş ise sigorta şirketinin temerrüdünden söz edilemez. Bu durumda faiz başlangıcının, şirkete karşı girişilen icra takip tarihi, ya da, takibe girişilmeden dava açılmışsa, dava tarihi olarak kabul edilmesi gerekecektir.
Ne var ki, 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile Kuruma tanınan rücu hakkı Kanun"dan doğan bağımsız bir rücu hakkı vasfında olup, tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; Güvence hesabının 2918 sayılı Kanun kapsamında sorumluluğu nedeniyle, her yıl ve her araç cinsine göre belirlenen geçerli teminat miktarı sınırları içinde limitini teşkil eden miktarın sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödediği miktar kadar sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinden sorumluluğun da, bu limit kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir.
Mahkemece, öncelikle meydana gelen trafik-iş kazası nedeniyle davalı ... hesabının sorumluluk limiti belirlenmeli, vefat eden sigortalının hak sahiplerine yaptığını iddia ettiği ödeme iddiası üzerinde durulmalı ve eklenen dekonta göre inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi ve faiz istemi bakımından davadan önce temerrüdün oluşup oluşmadığının araştırılması gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 14.11.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.