14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/4793 Karar No: 2010/5400 Karar Tarihi: 10.05.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/4793 Esas 2010/5400 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/4793 E. , 2010/5400 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.10.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 24.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 22.02.1978 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak mülkiyet aktarımı istemi ile açılmıştır. Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye, yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma” kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenilemez. Somut uyuşmazlıkta, dayanılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi 22.02.1978 tarihlidir. Dava 24.10.2007 tarihinde açılmıştır. Satış vaadi sözleşmesinde taşınmazın teslim edildiğine ilişkin bir beyan bulunmamaktadır. Ne var ki davacıların taşınmazın teslim edildiğini tanıkla ispatlama imkanları vardır. Davacılar hem dava dilekçesinde, hem de yargılama aşamalarında sundukları dilekçelerde tanık deliline dayandıklarından davacıların bu imkandan yararlandırılmamaları doğru olmamıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacılara taşınmazın kendilerine teslim edildiğini tanıkla ispatlamaları için davacılardan tanık listesi istenilmeli, tanık listesi sunulduğu takdirde tanıkları yöntemine uygun duruşmalara çağrılarak dinlenmeli, teslim konusu ispat edildiğinde artık zamanaşımı iddiası dinlenemeyeceğinden davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece yukarıda yapılan bu açıklamalar doğrultusunda yapılacak araştırma sonucunda bir karar verilmesi gerekirken, satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği tarih esas alınarak davanın zamanaşımı süresi dolduğundan reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 10.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.