19. Ceza Dairesi 2019/24719 E. , 2019/8942 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I)Gümrük İdaresi vekilinin sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın eyleminin suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği itibariyle 4733 sayılı Kanun kapsamında kaldığı cihetle, suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresinin kamu davasına katılmasına karar verilmiş olması hükmü temyize hak vermeyeceğinden Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereği uygulanması gereken CMUK"nin 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II)Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş; sanık ..."nın, sanık ... müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, bu aykırılıklar yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 322. maddesi uyarınca TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin fıkranın hükümlerden çıkartılıp, yerine ""24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına," ibaresinin yazılmak suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükümlerin, tebliğnameye uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III)Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık ... hakkında 22/03/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Kahta 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2016/88 Esas ve 2018/127 Karar sayılı hükmün bulunduğunun anlaşılması karşısında,
Anılan davanın akibeti araştırılıp, mümkünse iş bu dava ile birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2)Sanık ... hakkında, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği hususu dikkate alınmadan, 28/03/2013, 06/04/2013 ve 27/05/2013 tarihlerinde gerçekleştirmiş olduğu eylemlere yönelik tek hüküm kurulması ve TCK"nin 43/1. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde üç ayrı hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1)28/03/2013 ve 06/04/2013 olan şuç tarihleri itibariyla sanıklardan ele geçirilen gümrük kaçağı sigaralar yönünden 4733 sayılı Kanun"un 8/4. maddesi uyarınca ceza tayini gerekirken yazılı şekilde 5607 sayılı Kanun"un 3/18. maddesi uyarınca hüküm tesisi,
2)Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş; sanık ..."ın, sanık ... müdafiinin ve katılan vekilinin sanık ... yönünden temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, tebliğnameye aykırı olarak, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 27/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.