14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/4766 Karar No: 2010/5397 Karar Tarihi: 10.05.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/4766 Esas 2010/5397 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/4766 E. , 2010/5397 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 03.12.2007 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 252 ve 270 parsel sayılı, davacı ... ise 5003 parsel sayılı taşınmazlardaki intifa haklarına davalının elatmasının önlenmesini istemişlerdir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesi hükmü gereğince intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir mal varlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine konusu üzerinden tam yararlanma yetkisi sağlar. İntifa hakkı konusu bir taşınmaz mal ise hak sahibi doğrudan yararlanabileceği gibi, bu hakkını örneğin üçüncü bir kişiye taşınmazı kiralamak suretiyle de kullanabilir. İntifa hakkına hukuka aykırı bir elatma varsa hak sahibi bunun dava yoluyla giderilmesini isteyebilir. Eldeki davada, davacılar 252, 270 ve 5003 parsel sayılı taşınmazların intifa haklarını saklı tutarak kuru mülkiyetini davalı ... ile dava dışı ...’a devrettiklerini, devir yapılırken kendilerinde bıraktıkları intifa hakkını yıllık bedel karşılığında davalı ...’a bıraktıklarını fakat davalının kararlaştırılan bedeli ödemediğini, taşınmazı kullanmaya devam ettiğini beyan ederek intifa haklarına elatmanın önlenmesini istemektedirler. Davanın açıklanan bu niteliğine göre dava değerini taşınmazların temlike konu mülkiyet değerleri değil intifa hakkının ihlal edilmesinden doğan zarar miktarı oluşturur. Bu nedenle mahkemece, taşınmazların mülkiyet değerleri üzerinden harcın tamamlatılmasına yönelik ara kararına dayanarak davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararı yerinde olmamıştır. Mahkemece bilirkişilere taşınmazlardaki davacılara ait intifa hakkına elatılmasından kaynaklanan zarar hesaplattırılmalı, bulunan değer üzerinden tamamlattırılması gereken bir harç miktarı tespit edilirse, davacılara harcı tamamlamaları için süre verilmeli, harç davacılarca tamamlandığında işin esası incelenmelidir. Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.