13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/22008 Karar No: 2019/7899 Karar Tarihi: 27.06.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/22008 Esas 2019/7899 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/22008 E. , 2019/7899 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının ... 4.İcra Müdürlüğü"nün 2008/8437 esas sayılı dosyası ile kapatılarak kendilerine devredilen Haraçcı Belediyesi"ne karşı icra takibi başlattığını, takibin tüzel kişiliği sona eren belediyeye tebliğ edildiğini ve zuhulen itiraz edilmediğinden şeklen kesinleştiğini, takibin dayanağı olarak üç adet tahsilat makbuzunun gösterildiğini ancak makbuzlarda alacağın kaynağının ve vadesinin belli olmadığını bu sebeple takibe konu edilemeyeceğini ileri sürerek icra takibinin iptaline, icra dosyasına yatırılan bedellerin istirdadına, hükmedilecek meblağa ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı yasa hükümlerine göre faiz uygulanmasına, takip konusu alacağın sübutu halinde işlemiş faiz olarak talep edilen meblağın iptaline, talep edilen faiz oranının yasal faiz oranı olarak düzeltilmesine takip dosyasına yatırılan bedellerin bu şekilde asıl alacağa mahsubuna karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının menfi tespit ve istirdat davalarının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki dava ile kesinleşen icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile icra tehdidi altında yapılan ödemenin istirdadına, asıl alacağın sübutu halinde ise %30 oranı üzerinden işlemiş faizin iptali ile takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, devredilen Haraççı belediyesine arsa almak için takip konusu parayı yatırdığını,buna ilişkin makbuzların ve makbuzlarla aynı tarihli belediyeye verilen dilekçelerinin bulunduğunu, arsa tahsisi yapılmadığından ödenen bedelin iadesi gerektiğini savunmuştur. Dosya arasında bulunan 02.02.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda; takip tarihi itibariyle 55.000 TL asıl alacağın olduğu, BK 117. maddesi gereği ancak takip tarihi itibariyle yasal faiz istenebileceği, davacının takip dosyasında talep edilen 12.567 TL işlemiş faiz borcunun bulunmadığı, davacı tarafça 28.751,48 TL fazla ödeme yapıldığı, yapılan fazla ödemenin işlemiş faiz talebinden ve %30 faiz oranının uygulanmasından kaynaklandığı bildirilmiştir. Mahkemece bilirkişinin bu yöndeki tespiti ve davacının işlemiş faize ve faiz oranına ilişkin itirazı dikkate alınmadan ve hükmün gerekçesinde işlemiş faiz ve faiz oranı hususunda herhangi bir açıklama yapılmadan davanın reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca, Mahkemece davacının daha önceden temerrüde düşürülmediği ve yasal faiz oranının uygulanması gerektiği dikkate alınmalı, gerekirse davacı tarafından yapılan ödemeler ve takip sonrası işlemiş yasal faiz hesabının yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.