8. Hukuk Dairesi 2013/11447 E. , 2014/3169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2012/220-2013/109
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Davacı 3.kişi vekili, davalı alacaklının Bursa 18. İcra Müdürlüğü"nün 2011/12714 Esas sayılı icra dosyası ile borçlu B.. Y.. aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibi yaptığını, 05.03.2012 tarihinde müvekkilinin işyeri adresine gelinerek muhtelif çocuk kıyafetlerinin haczedildiğini, borçlunun kardeşi olan davacı 3. kişinin vergi levhası ve kira sözleşmesini ibraz ederek istihkak iddiasında bulunduğunu, Mahkemece, ödeme emrinin haczin uygulandığı adreste borçluya tebliğ edildiği, vergi levhasının ve kira sözleşmesinin başlı başına mülkiyete karine teşkil etmeyeceği gerekçesi ile takibin devamına ve dava açmak için davacıya 7 gün süre verildiğini, müvekkilinin söz konusu işyerini 01.02.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralayıp 01.03.2010 tarihinde de faaliyete başladığını, takibe konu borcun doğum tarihinin ise 11.06.2011 olduğunu, haciz mahallinde hazır olan davacı 3.kişinin istihkak iddiasında bulunmasına rağmen davalı alacaklının kötü niyetle taşınırları haczettirdiğini, takip borçlusunun haczin uygulandığı işyeri adresi ve Y.. Tekstil firması ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek 16.12.2011 tarihinde haczedilen taşınırlar üzerindeki haczin kaldırılarak davalı alacaklının tazminat ödemeye mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçluya ödeme emri tebliğ edilen adresin işyeri tabelasında "Y.. Tekstil" yazılı olduğunu, bu adreste haciz yapıldığını, 3.kişinin haksız olarak istihkak iddiasında bulunduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu B.. Y.. haczin uygulandığı adresin kendisine ait olmadığını, kardeşi olan davacı ile ticari bir ilişkisinin bulunmadığını, usulsüz tebligatın iptali için Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi"ne dava açıldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, vergi levhasının incelenmesinde işe başlama tarihi 01.03.2010 olup borcun doğum tarihinden önce faaliyete başlanıldığı, ödeme emrinin haczin uygulandığı adreste borçluya tebliğ edildiği, dolayısıyla haczin uygulandığı adresin borçluya ait olduğunun kabulü gerektiği alacaklı vekilince ileri sürülmüş ise de, ödeme emrinin tebliği dışında haczin uygulandığı adresin borçluya ait olduğunu kanıtlayan kesin ve inandırıcı delil sunulmadığından, haczin davacı 3. kişinin adresinde uygulandığı, mülkiyet karinesinin 3.kişi lehine olduğu bu karinenin aksinin kesin ve inandırıcı delillerle davalı alacaklı vekilince de ispat edilememiş olduğu anlaşıldığından davacının istihkak iddiasının kabulüne, yasal koşulları oluşmadığından tazminat isteminin reddine karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekili tarafından tazminat yönünden ve davalı alacaklı vekili tarafından ise esastan bozulması için temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK"nun 96 vd. maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasının kabulü istemine ilişkindir.
1-Uyuşmazlık, 2004 sayılı İİK’nun 97/a maddesinde belirtilen mülkiyet karinesinin aksinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan İİK"nun 97/a maddesi uyarınca; “Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia edene düşer.
İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini, borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir." Borçlu ile üçüncü kişinin taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi malın borçlu elinde addolunacağına ilişkin, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına mülkiyet karinesi mevcuttur.
Dava konusu haciz, 05.03.2012 tarihinde, borçlu B.. Y.."ya ödeme emri tebliğ edilen "Duaçınar Mah. 4.Yüksel Sok. No: Yıldırım Bursa" adresinde yapılmıştır. İİK"nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı 3. kişi R.. Y.."nın dayandığı, borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar ve borcun doğumundan önceki tarihli adi yazılı kira sözleşmesinin temini her zaman mümkün belgelerden olması nedeni ile ve soyut düzeyde kalan davacı tanıklarının beyanları da karine aksini ispata yeterli değildir.
Davacı üçüncü kişi tarafından, mahcuzların kendisine ait olduğuna ilişkin sunulan faturalar borcun doğumundan sonraki tarihe ait olması mahcuz mallarla aynı mallar olduğunu tespite yarayacak hiçbir ayırt edici özelliğinin bulunmaması, her zaman temini ve düzenlenmesi mümkün nitelikte belge olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı üçüncü kişi ile borçlunun kardeş olmaları nedeni ile, mahcuzları birlikte ellerinde bulundurduklarının kabulü gerekmektedir. Bu kabul nedeni ile İİK 97/a maddesi gereği mahcuz mallar, borçlunun elinde olduğundan mülkiyet karinesi borçlu lehine olup dolayısıyla alacaklı yararınadır.
İspat yükü altında olan üçüncü kişi, mahcuzların kendisine ait olduğunu gösteren borcun doğumundan sonraki tarihli fatura ve ticari defter ve kayıtlar deliline dayanmaktadır. Fatura içeriğindeki eşyaların tür olarak mahcuzlarla uyumlu olduğu anlaşılmakla birlikte, marka, model gibi hususlar açısından uygunluğu ancak keşif ve bilirkişi incelemeleri ile saptanabilir konulardır.
Mahkemece yapılması gereken iş; alanında uzman teknik bilirkişi refakatinde yapılacak keşif incelemesi ile mahcuzların tüm ayırt edici özelliklerini saptamak, bunların faturadaki emtiaya uygunluğunu irdelemek ve ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığını belirlemek ve ayrıca Yazıcı Tekstil firmasının sahibi ve yetkilisini belirlemek olmalıdır. Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi isabetsizdir. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366. ve HUMK"nun 428. Maddeleri gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.