11. Hukuk Dairesi 2015/7487 E. , 2016/6166 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/12/2011 tarih ve 2011/129-2011/133 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 31.05.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ..., birleşen davada asil ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkili bankanın genel müdür, yönetim kurulu üyesi, krediler daire başkanı ve şube müdürü görevlerinde bulunan davalıların, bankacılık teamüllerine aykırı olarak, kredi alma şartlarını taşımayan firmalara kredi tesis edip kullandırılmasını sağlamak ve banka öz kaynaklarını riske atmak suretiyle müvekkilinin zararına yol açtıklarını ileri sürerek, 02.10.2002 tarihi itibariyle 19.942.245.319.490 TL ve 25.698.133 USD tutarındaki zararın temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... dışındaki diğer davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacı vekilinin 10/05/2011 tarihli 1 no"lu ara kararı ile TTK."nın 341. maddesine göre yönetici ve denetçiler hakkında sorumluluk davası açılmasına ilişkin bir genel kurul kararı varsa ibraz etmesi, yoksa genel kurulu toplayarak bir karar alması ve buna göre denetçilerden alacağı vekaletnameleri ibraz etmesi için kesin süre verilmesine rağmen, 12/12/2011 tarihli celsede denetçilerden sadece ..."dan vekaletname aldığını, diğer denetçilerden vekaletname almasının mümkün olmayacağını beyan ettiği, böylece kesin süre gereğinin yerine gelmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, davacı bankanın önceki dönemde yöneticiliğini yapan davalıların zarara neden oldukları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga TTK"nın 341. maddesi hükmü uyarınca davacı bankanın yöneticileri hakkında böyle bir davanın açılabilmesi için genel kurulda dava açılması yönünde karar alınması ve davanın, denetçiler tarafından bizzat veya onların atadıkları vekillerce açılması gerekmektedir. Ancak açıklanan koşullar, sonradan da tamamlanması mümkün usulü bir eksiklik niteliğinde olduğundan bu usulü eksiklik, hemen davanın reddini gerektiren bir durum değildir. Bunların eksik olması halinde mahkemece, davacı tarafa “uygun süre” veya “süreler” verilerek genel kurulda yukarıda açıklanan şekilde bir karar alınmasının sağlanması ve davacı şirketin denetçilerinin davaya iştiraki veya onlardan vekaletname alınması olanağı tanınması, verilen süreye rağmen belirtilen hususlar yerine getirilmez ise davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davaya iştiraki sağlanması istenen denetçiler, dava açıldığı tarihteki veya sorumlu davalıların görev yaptıkları dönem itibariyle görevli olan denetçiler değil, hali hazırdaki denetçilerdir. Başka bir ifadeyle, mevcut denetçilerin katılımı veya onların verdiği vekaletname ile davaya devam edilmesi yeterlidir. Öte yandan, temyiz aşamasında yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK hükümleri arasında mülga TKK"nın 341. maddesi gibi açık bir düzenleme olmamakla birlikte 6102 sayılı TTK 479/3-a maddesindeki düzenleme karşısında anonim şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için, şirket genel kurulunda karar alınması gerekli olup, bu davanın denetçiler veya onların verdiği vekaletnameler uyarınca atanan vekiller tarafından takip edilmesi şartı da kaldırılmış, artık sorumluluk davasında şirket tüzel kişiliğinin temsili konusundaki sınırlama kaldırılmıştır(Dairemizin 30.09.2014 tarih, 2014/5386 E.. 2014/14890 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere).
Somut uyuşmazlıkta mahkemece, 10.05.2011 tarihli celse 1 nolu ara karar ile davacı vekiline sorumluluk davası açılmasına ilişkin genel kurul kararı varsa ibrazı, yoksa bir dahaki duruşma gününe kadar genel kurulu toplayıp karar alması buna göre denetçilerden alacağı vekaletnameyi ibraz etmesi için kesin süre verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 04.10.2011 tarihli dileçesi ile yönetici ve genel müdürler hakkında sorumluluk davası açılmasına ilişkin 04.05.2009 tarihli genel kurul kararı ve bu genel kurulda denetim kurulu üyesi olarak seçilen ... ve ... "ın verdiği vekaletnameyi dosyaya sunduğu görülmüştür. Bu durum karşısında yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde değerlendirme yapılarak işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, 02/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.