19. Hukuk Dairesi 2017/5129 E. , 2019/4248 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının eski eşi tarafından davacıya zorla imzalattırılan boş senetlerde alacaklı görünen davalı tarafından davacı aleyhine bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibinde uygulanan faiz oranının fahiş olduğunu, faiz miktarının icra takibinin başlangıcından itibaren değişen oranlara göre kademeli olarak hesaplanması gerekirken, 2002 yılından beri %70 oran üzerinden faiz uygulanarak talepte bulunulduğunu, fahiş faiz tutarının borçlunun ekonomik olarak mahvına neden olduğunu, faiz tutarının yeniden kademeli olarak hesaplanarak fazla talep edilen miktarın borç miktarından düşülmesi gerektiğini belirterek, icra dosyasındaki faiz miktarının yeniden tespitine, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil 2002 yılında davacı hakkında icra takibi yapılıdığını ve takibin kesinleştiğini, 11 yıl önce muaccel olan bir alacak için menfi tespit davası açıldığından davanın zamanaşımına uğradığını, icra hukuk mahkemesince davacının faize yönelik itirazının reddedildiğini ve hükmün kesinleştiğini belirtmiş, davalı vekili de bilahare itiraz edilmeyerek kesinleşen takipte faiz oranının da kesinleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, süresi içerisinde davacı tarafından itiraz edilmediği takibin kesinleştiği, aynı dava konusuna ilişkin Patnos İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2009/7 esas sayılı dosyasıyla açılan davanın reddedildiği, kesinleşen faiz oranının değiştirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine hüküm, Dairemizin 2015/217 esas ve 2015/16462 karar sayılı ve 08.12.2015 tarihli ilamında, “Uyuşmazlık, kesinleşen icra takibi ile talep edilen işlemiş faiz ve faiz oranından kaynaklanmaktadır. Dava konusu icra takibi bonoya dayanmaktadır. Taraflar arasında akdi faiz ve temerrüt faizi yönünden herhangi bir sözleşme bulunmadığına göre, faize ilişkin uyuşmazlığın 3095 Sayılı Kanun"da düzenlenen kanuni faiz ve temerrüt faizi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Mahkemece, bu yön gözetilmeksizin takip hukukuna ilişkin olup, maddi hukuk açısından kesin hüküm oluşturmayan icra hukuk mahkemesi karar ile takibin kesinleşmiş olması karşısında takipte talep edilen işlemiş faiz ve faiz oranının yerinde olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takip tarihinden itibaren alacağa 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesinde belirtilen değişen oranlarda avans faiz uygulanarak ve ödemelerin BK 84 (TBK 100) maddeleri gereği öncelikle ferilerden mahsubu ile yapılan hesaba göre davanın kabulü ile davacının davalı alacaklı tarafça Patnos İcra Müdürlüğünün 2002/35 esas sayılı dosyası ile yaptığı takipteki 50.000,00 TL"lik işlemiş faiz yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, 29/05/2002 - 18/07/2012 bakiye faiz miktarının 8.139,65 TL olduğunun, 18/07/2012 - 05/03/2013 (dava tarihi ) bakiye faiz miktarının 626,75 TL olduğunun tespitine, faiz miktarı likit olmadığından kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava menfi tespit davasıdır. Davacı dava dilekçesinde takip öncesi işlemiş faizi dava konusu yapmayıp, sadece takip sonrası işlemiş faizi dava konusu yapmıştır. Bunu da Patnos İcra Dairesinin 18.07.2012 hesap tarihi itibarıyla bulunan toplam faiz miktarına yönelik yapmıştır. Ancak dava dilekçesinde menfi tespit davasına konu ettiği fazla hesaplanan faizin miktarını belirtmemiş sadece faizin yeniden hesaplanmasını istemiştir. Bu şekilde menfi tespit davasının görülmesi mümkün değildir. Mahkemece yapılması gereken iş icra müdürlüğünce 18.07.2012 tarihi itibarıyla hesaplanan 101.729,75 TL’nin ne kadarından borçlu olunmadığının dava edildiğinin davacıya açıklattırmak ve bildirilen dava konusu değer üzerinden dava harcını almaktır. Dava dilekçesinde 50.000,00 TL için harç yatırıldığından eksik kalan kısım varsa harç tamamlattırılmalıdır. Daha sonra mahkemece yapılacak iş, hukukçu bilirkişiden rapor alınması doğru olmadığından, uzman hesap bilirkişisine 29.05.2002 takip tarihinden 18.07.2012 hesap tarihine kadar takip dayanağı bono miktarı olan asıl alacak için 3095 sayılı Kanuna göre işleyecek faiz hesaplattırılıp davacının hesap tarihi itibarıyla gerçek faiz borcu bulunup, hesap tablosundaki faiz miktarı ile mukayese edilerek fazla talep edilen kısım yönünden menfi tespite karar verilmesinden ibarettir. Davacının gerçek borcu hükmün gerekçesinde açıklanabilirse de hüküm fıkrasında olumlu tespit kararı verilmemelidir. Ayrıca temyize konu karar sadece davalı tarafından temyiz edildiği için bu kararla vekalet ücreti yönünden davalının kazanılmış haklarına yeni kararda dikkat edilmelidir. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.