15. Ceza Dairesi 2017/10214 E. , 2019/15655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre dolandırıcılık)
HÜKÜM : a)Katılan ...’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat
b)Katılan ...’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 157/1, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından; dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm ise, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak, 24/10/2011 ve 23/03/2012 tarihleri yerine, sadece 24/10/2011 tarihi yazılmış ise de, bu hususun mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın, hissedarı olduğu Küçük Döviz A.Ş. isimli döviz bürosuna 76.000 euro tutarındaki parayı Türk Lirasına çevirmek amacıyla getiren katılan ...’a, şirket yetkilisi olmadığı halde kendisini bu şirketin yetkilisi olarak tanıtarak, katılandan aldığı 76.000 euro karşılığında kendisine kasada nakit olarak 100.000 TL olduğunu ve kalan 97.000 TL’yi bir gün sonra ödeyebileceğini söyleyip, 100.000 TL nakit para ile 24.10.2011 düzenleme, 25.10.2011 vade tarihli ve 97.000 TL bedelli bonoyu üzerine şirket kaşesi basmak suretiyle gerek kendi adına gerekse hissedarı olduğu şirket adına tanzim ederek verdiği, bononun vadesi geldiğinde senet borcunun ödenmemesi üzerine katılan ...’in sanık ve söz konusu şirket aleyhinde icra takibi başlattığı, ilgili şirket tarafından sanığın şirketi temsil yetkisi olmaması gerekçesiyle icra takibine karşı dava açıldığı ve takibin şirket yönünden iptal edildiği, 23/03/2012 tarihinde ise, sanığın hissedarı olduğu şirkete ait döviz bürosuna 12.000 sterlin tutarındaki parayı Türk Lirasına çevirmek amacıyla getiren katılan ...’a, kendisinden aldığı 12.000 sterlin karşılığında büroda yeteri kadar para bulunmadığını ve döviz karşılığını sonra ödeyebileceğini söyleyip, şirket yetkilisi olmadığı halde 23.03.2012 düzenleme, 27.03.2012 vade tarihli ve 34.000 TL bedelli bonoyu üzerine şirket kaşesi basmak suretiyle gerek kendi adına gerekse hissedarı olduğu şirket adına tanzim ederek verdiği, bononun vadesi geldiğinde senet borcunu ödemeyerek haksız yarar sağladığı, bu suretle sanığın, iki kez nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1)Katılan ...’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hükme yönelik katılan vekili tarafından yapılan temyiz incelemesinde:
Sanığın, katılan ...’den aldığı 76.000 euro karşılığında, ilk etapta kendisine 197.000 TL bedelli senet tanzim edip verdikten sonra, tekrar biraraya geldiklerinde ilk verdiği senedi katılandan geri aldığı ve bu defa kendisine 100.000 TL tutarında nakit para ve suça konu 97.000 TL bedelli senedi verdiği, bu itibarla menfaatin temin edilmesi sırasında taraflar arasında senet düzenlenmesi konusunda anlaşma bulunması nedeniyle önceden doğan borç ilişkisinden söz edilemeyeceği dikkate alınarak, katılan ... ile eşi olan tanık Safinaz Ayhan’ın, sanığa verdikleri 76.000 euro karşılığında hemen 197.000 TL’yi alacaklarını düşünürken sanığın kendilerine senet verdiğine dair anlatımları, sanığın davaya konu olaylardan sonra döviz bürosunu kapattığının 28/05/2012 tarihli kolluk araştırmasıyla tespit edilmesi, sanığın döviz bürosundaki işlemleri kendisinin yerine getirdiğine ve büroda şirketi temsile yetkili olan başkaca bir ortağın bulunmadığına yönelik mahkemedeki beyanları ve sanığın yetkilisi olmadığı halde üzerine şirket kaşesini bastığı suça konu senet bedelini katılana ödememiş olması birlikte değerlendirildiğinde, sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamından; sanığın en başından itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği anlaşılmakla, sanığın hissedarı olduğu şirket adına hareket etmek suretiyle hileli söz ve davranışlarla katılanı aldatıp haksız yarar sağlaması şeklinde sübut bulan eyleminin, TCK"nın 158/1-h maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, delillerin takdirinde hataya düşülerek atılı suçtan sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi,
2)Katılan ...’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik sanık müdafii tarafından yapılan temyiz incelemesinde:
Sanığın, döviz bürosundaki işlemleri kendisinin yerine getirdiğine ve büroda şirketi temsile yetkili olan başkaca bir ortağın bulunmadığına yönelik mahkemedeki beyanları dikkate alınarak, sanığın hissedarı olduğu şirket adına hareket ettiğinin ve bu şirketin ticari faaliyetleri sırasında katılandan haksız menfaat temin ettiğinin anlaşılması karşısında, hileli söz ve davranışlarla katılanı aldatıp hissedarı olduğu şirket adına hareket eden sanığın eylemlerinin, 5237 sayılı TCK"nın 158/1-h maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülmek suretiyle, aynı kanunun 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de; sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, katılan ...’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçu açısından aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 26/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.