Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7256
Karar No: 2021/865
Karar Tarihi: 04.02.2021

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7256 Esas 2021/865 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/7256 E.  ,  2021/865 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 18.06.2020 tarih ve 2020/27-2020/321 sayılı kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 02.02.2021 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılardan asil ... ile vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankadan kredi kullandığını, diğer müvekkillerinin ise bu kredinin kefilleri olduğunu, şirketin mali durumunun müsait olmaması nedeniyle kredi borçlarının zamanında ödenemediğini, davalı tarafından müvekkili şirket hakkında icra takipleri yapıldığını, borcun tasfiyesi için davalı ile 27.06.2007 tarihinde protokol yapılmak zorunda kalındığını ve protokole göre; müvekkilinin borcunun 1.537.354 USD olduğunun ve borcun ödenmesi halinde iade edilmek üzere müvekkili şirkete ait fabrikanın ve arsasının 1.750.000 USD bedelle davalı bankaya devredilmesinin, borcun vadesinde ödenmemesi halinde ise taşınmazın mülkiyetinin davalıda kalacağının kararlaştırıldığını, protokole göre müvekkili şirketin taşınmazı davalıya devrettiğini, fabrikanın çalışabilmesi için davalı tarafından sözlü olarak verilmesi vaadedilen 3.000.000 USD kredinin verilmediğini ve fabrikanın istenen nitelikte çalıştırılamaması nedeniyle borcun vadesinde ödenemediğini, davalı tarafından 18.12.2009 tarihinde taraflar arasında düzenlenen 27.06.2007 tarihli protokolün feshedildiğinin ve kredi borcunun muaccel olduğunun ihtar edilerek davaya konu taşınmazın satışa çıkarıldığını, oysa 27.06.2007 tarihli protokolün müvekkilinin müzayaka halinde olması nedeniyle geçersiz olduğunu, ayrıca taşınmazın gerçek değerinin davalıya devir bedelinin çok üzerinde olduğunu ileri sürerek, taraflar arasında düzenlenen 27.06.2007 tarihli protokolün geçersizliğinin tespitini ve taşınmazın müvekkiline iadesini, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın değerinin tespit edilerek müvekkilinin davalıya olan kredi borçlarının mahsubu ile bakiye alacağın davalıdan tahsilini buna göre ıslah ile artırılmış olarak 7.151.198,32 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, gabin iddiasının hak düşürücü sürede ileri sürülmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 27.06.2007 tarihli protokolün düzenlendiği daha sonra 24.10.2008 ve 30.06.2009 tarihli protokollerin düzenlendiği, düzenlenen son protokol kapsamında kredilerin ilk taksidinin ödeme tarihi 31.07.2010 olmasına rağmen 18.12.2009 tarihli sözleşmenin feshine ilişkin ihtarnamenin borç henüz muaccel hale gelmeden çekildiği, sanki borç yapılandırılmamış gibi hareket edildiği, bu nedenle feshin haklı bir fesih olmadığı, 18.12.2009 ihtar tarihi itibariyle rotatif kredilerin hiçbirisinin vadesinin gelmediği ve söz konusu krediler bakımından temerrüt oluşmadığı, 12.12.2007 tarihli taahhütnamenin ilgili hükmü gereğince 30.09.2009 devre faizi ödemelerinin vadesinden (30.09.2009) itibaren 90 gün içerisinde ödenmemesi halinde temerrüdün gerçekleşmeyeceği belirtilmekte olup, temerrüt tarihinin 30.12.2009 olduğu, feshe ilişkin ihtarnamenin bu tarihten önce 18.12.2009 tarihinde tanzim edildiği, davacıların, ihtarname tarihine kadar Ekim/Kasım 2009 ayı kiraları hariç bütün kiraları yatırdığı, belirtilen aylara ilişkin kiraların ise Ova Bakliyatın alt kiracı olması dolayısıyla kendi kira borçlarının davacı şirketin hesabına yatırdığı, belirtilen aylara ilişkin borç muaccel olduğu anda kira borcunu karşılayacak paranın bulunduğu, ancak davalı bankanın iyi niyetli hareket ederek sözleşmenin feshine sebebiyet vermemek adına kira bedellerini tahsil etmek yerine, vadesi gelmeyen kredi geri ödemesini tahsil etmesi ve dolayısıyla protokolün feshine zemin hazırlamasının basiretli bir tacir olması gereken ve aynı zamanda güven kuruluşu olan bankanın bu davranışının dürüstlük kurallarına aykırı bir davranış olduğu, davacı tarafın sigorta primlerini yatırmadığı yönünde ileri sürülen hususlar yerinde görülmediği gibi, davacı tarafın bu ödemeleri yaptığı, bu nedenle de bu yöndeki savunmanın yerinde olmadığı, taraflar arasında düzenlenen protokolün 8. maddesinde taşınmazın davacı şirket tarafından kullanılacağı, alt kiraya verilemeyeceği, aksi durumun sözleşmenin feshini doğuracağı, banka dilerse bu hakkını kullanabileceği, borçlunun önceden bankanın yazılı iznini almak şartıyla üçüncü bir şahsa kiraya verebileceğinin belirtildiği, davalının fesih ihtarnamesi incelendiğinde, belirtilen nedene dayalı olarak feshin gerçekleştirilmediği, feshin temel nedeninin ödemeler olduğu, protokolde alt kiraya aykırılık nedeniyle feshin davalının takdirine bırakıldığı ancak fesih ihtarında buna dayalı bir irade beyanının söz konusu olmadığı, bunun aksi dahi değerlendirilse davacı tarafından ibraz edilen belgeler ve taraflar arasındaki yazışmalar da nazara alındığında, aradan geçen onca süreye rağmen bu konuda ses çıkarılmamasının protokolde yazılı onay aranması nedeniyle bunun yazılı bir onay olduğu kabul edilemeyecek olsa dahi, hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceği, davalı tarafın feshinin haklı bir fesih olmadığı ve yine 27.06.2007 tarihli sözleşmenin geçersizliğinin tespiti yönündeki talebin de yerinde olmadığı, terditli olarak dava konusu taşınmazın tapu iptal tescili talep edilmiş ise de, dava konusu taşınmazın 3. kişiye devredilmiş olması ayrıca davacı tarafın da ıslah dilekçesinde taşınmaz bedeli yönünde ıslah yapmış olması nedeniyle tapu iptal tescil talebinin reddine karar verildiği, ıslah talebinde bedel bütün davacılar bakımından talep edilmiş ise de, taşınmazın daha önce davacı şirket adına tescilli olması ve davacı gerçek kişilerin bedel talep edemeyecek olması nedeniyle bu talep bakımından aktif husumetleri olmadığı, taşınmazın arsa ve yapı değerinin 9.854.948,22 TL olduğu, bu miktardan tapuya karşılık olarak verilen bedelin mahsubu ile bakiye 7.151.198,32 TL"ne hak kazanıldığı gerekçesiyle, davacıların sözleşmenin geçersizliği talebinin reddine, tapu iptal tescil talebinin reddine, davacı gerçek kişilerin bedel iadesi talebinin reddine, 7.151.198,32 TL"nin, 10.000,00 TL"sinin faizsiz, bakiye 7.141.198,32 TL"nin ıslah tarihi olan 26/06/2013 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 366.373,77 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 04.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi